Cumhuriyetin gelecek 100’ü

Yayınlama: 03.11.2023
A+
A-

24: Hilafetin kaldırılması “Anadolu dışında iddiamız yoktur!” mesajı mı?

Hilafet, dini referans alan ve küresel ölçekte siyasal ihtiyaçlardan doğmuş bir kurum ve yapıdır.

Müslüman dünyanın birliğini ve küresel siyasi etki alanının merkezini ifade eder.

O gün ortaya çıkan şartlarda Hilafetin kaldırılması;

Osmanlının etki alanına,yani Balkan, Asya, Ortadoğu, Afrika etki alanına yönelik tüm çalışmaların durdurulduğu ve bu çalışmayı gerekli kılan “Müslümanların Birliği” iddasından vazgeçildiğine gönderme yapmaktadır.

Daha doğru bir ifadeyle; Anadolu topraklarının artık bu sorumluluğu ve misyonu taşımaması gerektiğini ilan etmek demektir.

Bütün zor şartlara rağmen Anadolu’da MİLLET ve DEVLET olarak yeniden varoluşa odaklanmak esas oldu.

Çünkü topyekûn, her anlamda yok oluş dayatılıyordu.

Ancak son derece stratejik bir hamle ile ve geleceğe de mesaj bırakacak şekilde;

Kurtuluş savaşına Müslüman dünyanın verdiği destek sonrası Hilafetin kaldırılmasının İslam ile temelden bir problem yaşandığı algısı oluşmasın ve aslında “iddialarımızdan asla vazgeçmiş değiliz”in adı olarak

Hilafetin misyonunun zaten Cumhuriyet Meclisinde yani Türkiye Büyük Millet Meclisinin özünde saklı olduğu gerekçesi dünyaya şu mesajı vermiştir: “Anadolu toprakları dışında olup bitenlere artık müdahil olmayacağız!…” Bu siyasi bir karardır. Tarih bunu tartışmıştır ve tartışmaya devam edecektir.

 

Mesele bu konuyu bir ayrışma konusu haline getirmek değil meselenin gerçekliğini ortaya koyarak hepimizin bir olduğu bilinciyle sağlıklı bir zemine oturtmaktır

Ayrıştıracak bir dil ile değil objektif doğruya doğru eğri eğri diyerek sağlıklı bir zemine taşımaktır asıl derdimiz

 

TÜRKİYE DÜNÜ BUGÜNÜ YARINI İLE HEPİMİZİNDİR 

BÜTÜN FARKLILIKLARIMIZLA BİRİZ 

Bugün 2024 arifesinde; İsrail’in dünyanın gözü önünde Gazze’de yaptığı katliam ve soykırım karşısında Müslüman coğrafyanın ilk fark ettiği gerçeklik İslam coğrafyasında siyasi birliğin önemi olmuştur.

Kurumsal biçim ve siyasal merkezilik bağlamında Hilafet’in Osmanlı ve öncesi gibi inşa edilmesi zaten mümkün değil;

ancak Hilafetle yaşatılan Müslüman Dünyanın Birliği misyonunun önemi bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Türkiye bir kez daha bu ihtiyaca cevap verebilecek kapasitede olduğunu;

CB Erdoğan’ın Filistin mitinginde yaptığı konuşma açıkça ortaya koymuştur.

Hilafet üzerine yapılan tüm çarpıtma, yorumlar ve kasıtlı tarifler bir tarafa; “Dünya 5’ten Büyüktür!” vurgusundaki zulme karşı tüm kıtalarda iş birliği çağrısı ile Müslüman dünyanın birliğine yönelik her türlü çaba bir kez daha Anadolu topraklarının kendi dışında olup bitenlerle ilgilenmeye mahkum bir kader içinde olduğunu göstermektedir.

 

Cumhuriyet ve Hilafet arasında karşıtlık ve uyumsuzluk iddia edenler; ya tarih bilmiyorlar ya da Anadolu dışında olup bitenlere kayıtsız kalarak geleceklerini koruyacaklarını vehmeden “kapalı devlet-kapalı toplum” modelini savunanlardır.

Müslüman dünyaya “gidin kendinize başka lider ülke bulun!” demek; hem ülkemize, hem ümmete hem de tüm dünya mazlumlarına karşı bir haksızlık değil mi?

Hilafet geri gelsin!… eski modeliyle yaşatılsın demek ise ezberci ve kalıpçı bir yaklaşım olarak Hilafeti anlamamaktır. Oysa esas soru şudur: Müslüman dünyanın birliği nasıl sağlanacak ve bunun modeli nedir? Tartışılmalıdır.

İslam dünyasının her bir ferdi olarak ve her bir devlet güne şu soruyu sorarak başlamalı!

Neden mağlup olduk?

Niçin yenildik ?

Ve neden bugün bu acıların içerisinde Müslümanlar perişan vaziyette?

Ve de Batı uygarlığı karşısında bilimsel, iktisadi ve siyasi manada daha güçlü olabileceğimiz bir aklı nasıl üreteceğiz?

Farkında mısınız!

Bütün olup bitenlere ve zorluklarımıza rağmen Anadolu topraklarının dünyaya kayıtsız kalamayacağını ve tarihin bir kez daha bizi davet ettiğine şahit olmuyor muyuz?

Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.