Türkiye, savaş gemisinde kullandığı deniz topunu ambargo sebebiyle alamıyordu. Mühendisler kolları sıvadı. Milli Deniz Topu’nu geliştirdi. İlk test atışı yapıldığında gözyaşı döken mühendisimizin o anları hala gözümün önünde.
3 Aralık 2021’deki o test görüntüleri tüm haber merkezlerine ulaşmıştı. Onlardan biri de Halk TV haber merkeziydi. Ve o sırada yayında olan sunucu Ayşenur Aslan’ın “İlk milli deniz topu üretilmiş, tenis topu değil, değil mi? Ee denizlerden bize deniz topu atılacak. İç düşmanlara. Aşk olsun size en sıcak gelişme bu ya” sözlerini düşündüm bir an… Peki 2 yıl sonra birden bire niye bu konu tekrar aklıma geldi? Deniz platformlarının ana silahları arasında yer alan 76/62 milimetre Milli Deniz Topu’nun ilk teslimatı Açık Deniz Karakol Gemisi için yapıldı. Yani artık “Mavi Vatan” savunmasına o da katıldı. Ne diyelim; “tenis topu” diye kafa bulanlar acaba azıcık mahcup oldu mu?
Bu fotoğrafı bizim şirketin camından bakarken çektim.
İstanbul depreminde fotoğraftaki binalardan hangileri anında çöker?
a- 3 katın üstünde olanlar
b- Kaçak olduğu belli olanlar
c- İnşaat bittikten sonra üstüne kat çıkılanlar
d- Hepsi?
Yeni bir sarsıntıya kadar ajandamızda deprem yine alt sıralara indi.
Hadi kabul edelim, “Asrın Felaketi”nin yaşandığı 11 ilde neler oluyor sorusunu sormayı unuttuk epey zamandır. Cumhurbaşkanı Erdoğan, çalışmaları en yakından takip eden isim. En son “Doğa dostu ve duyarlılık” ana teması ile yapılan Kahramanmaraş’taki Expo 2023’e gönderdiği video mesajda konuya dikkat çekti. Erdoğan, “Deprem bölgesinde bu sene içinde 319 bini teslim edilmiş olmak üzere 680 bin konut, 170 bin ticari alandan oluşan 850 bin bağımsız bölümün inşasını tamamlamayı planlıyoruz” dedi. Yine Erdoğan’ın imzasıyla Kentsel Dönüşüm Başkanlığı kuruldu.
Biri Marmara’ya özel olmak üzere 3 ayrı genel müdürlük oluşturuldu. Yani özellikle İstanbul için işler hızlandırılacak. Meclis gündemine gelecek yeni kentsel dönüşü yasası çıktığında, dönüşüm için yüzde 51 kararı yeterli olacak. Zira kentsel dönüşüm için bizim de zihinsel bir dönüşüme ihtiyacımız olduğu ortada, küskün komşu sorunu, “metrekarem”, “dairem azalmasın” bakış açısı, “tek kuruş ödemem” anlayışı işleri zorlaştırıyor. Tabii bir de işin kaynak, finansman boyutu var. Yüksek faiz ve inşaat maliyetleriyle ilgili engellerin aşılması gerekiyor. Biz zihinsel dönüşümü başarırsak, hükümet de bu sorunları aşacaktır diye düşünüyorum. Bakan Özhaseki, finansman için devlet arazilerinin satılabileceğini, elde edilen gelirin de kentsel dönüşüm için harcanabileceğini söylemişti. Hepimiz için hayırlısı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, vicdanın sesi olarak tüm dünyaya ilan etti. Batı medyasının Yahudi yerleşimciler diye masumlaştırmaya çalıştığı işgal hareketinin “Hırsızlık” olduğunu söyledi. Gerçekleri herkesin yüzüne çarptı. Aklıma “Masada Ne Var?” programında 3 Mayıs 2021’de konuştuğumuz Yakop geldi. Dijital tahakküm çağında gerçekleri söylemek zorlaştı. Örneğin Elon Musk’ın X platformu tarafsız kalmaya çalışırken Meta’nın patronu Zuckerberg, Youtube ve Instagram üstünden Gazze’ye destek veren içeriklere sansür uyguluyor. Medya alanında Yahudi lobisinin gücü herkesin malumu bu yüzden İletişim Başkanlığı Dezenformasyon Masası’nın bu konuda ortaya koyduğu raporlar çok kıymetli. Düşünün sadece 10 günde paylaşılan yalanları ifşa ediyorsunuz ve 55 sayfalık bir rapor ortaya çıkıyor. Emek verenlerden Allah razı olsun. Hakikatin sesi olmak bu çağda gerçekten çok zorlaştı. İngiliz medyasının önemli yayın organlarından The Guardian, 42 yıllık karikatüristi Steve Bell’i Netanyahu karikatüründen ötürü kapının önüne koyuverdi.
İsrail, Gazze saldırısı ile hedefinin Hamas’ı bitirmek olduğunu söylüyor.
Peki Hamas biter mi? Belki adı değişir ama bu direniş kolay kolay bitmez.
Zira Gazze’de büyük bir şiddet sarmalı var. Annesi, babası, kardeşi, akrabaları katledilen çocuklar büyüdü şimdi 20’li yaşlara geldiler. 2008, 2009, 2014, 2018, 2021 İsrail’in binli rakamlarla Filistinli öldürdüğü yıllar. Annesinin cansız bedeninin başında bekleyen küçük çocuğu gördüğümde bunu düşündüm. O çocuğun büyüdüğünde bir Hamas üyesi olması sizce sürpriz olur mu?
Bu arada aklıma bir soru da geldi. Biliyorsunuz ABD ve AB ülkelerine göre Hamas terör örgütü. Acaba Hamas adını değiştirse mesela “Gazze Demokratik Güçleri” GDS yapsa ABD ve AB’nin bakış açısı değişir mi? Zira PKK’yı terör örgütü olarak görüyoruz ama SDG yani Suriye Demokratik Güçleri başka diye PKK’nın Suriye kolu, YPG’yi dünyaya yutturmaya çalışıyorlar.
Ve son bir not, İsrail Filistin’de de bin yıllık taktikleri uyguluyor, böl, parçala, yönet. Filistin Devlet Başkanı Abbas’ın, “Hamas, Filistinlileri temsil etmiyor” açıklaması bu konuda ne kadar yol aldıklarını gösteriyor gibi, ne dersiniz?