MERSİN’İN ERDEMLİ İLÇESİNDE TOROS DAĞLARININ YÜKSEK RAKIMLARININ ZENGİN FLORASINDA DOĞAL BAL ÜRETİMİ ÜZERİNE YÜRÜTÜLEN AR-GE ÇALIŞMASINDA KOVANLARDAN SEZONUN İLK BALI SAĞILDI.
Mersin’in Erdemli ilçesinde Toros Dağları’nın yüksek rakımlarının zengin florasında doğal bal üretimi üzerine yürütülen Ar-Ge çalışmasında kovanlardan sezonun ilk balı sağıldı.
Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğüne bağlı Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü’nün Erdemli ilçesi Toros Dağı’nın 2 bin 100 rakımındaki Musabozulduğu Yaylası’nda yer alan arı kovanlarında bal hasadı başladı. Kovanlarından bu yıl yaklaşık 2,5 ton bal üretimi beklenirken, çalışmalardan elde edilen veriler endemik bitkilerin yer aldığı zengin florada bal üretimi ve arıcılığın gelişmesinde yol gösterici olacağı ifade edildi. Ar-Ge fazlası balların ise aynı zamanda enstitünün satış ofisinde müşterilere sunulacağı kaydedildi.
Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Mustafa Ünlü, kaliteli bal üretimine yönelik Ar-Ge çalışması çerçevesinde Toros Dağları’nın yüksek rakımlarına çıkarılan enstitü kovanlarından bal sağımına başladıklarını söyledi.
“1944’ten beri enstitümüz çalışmalarını devam ettiriyor”
Yürütülen çalışmalarla ilgili bilgi veren Dr. Ünlü, “Arıcılık konusunda da bahçe bitkilerinde olduğu gibi araştırmalarımız var. Şu anda bulunduğumuz yer Kösereli Yörüklerinin yaylası olan Musabozulduğu mevkiinde yaklaşık 2 bin 100 rakımdayız. Arılarımızı kışları enstitümüzde kışlatıyoruz, yazları da yaylaya getiriyoruz. Yaylaya getirmemizin sebebi de florasının zengin olması, endemik türde bitki çiçeklerinin olmasından dolayı ve bu çeşitlilikten ötürü de bal kalitesinin yüksek olmasından dolayı buraya getiriyoruz. Arıcılıkla ilgili çalışmalarımızı burada devam ettiriyoruz” dedi.
Yıllık üretimlerinin yaklaşık 2,5 ton civarında olduğuna değinen Ünlü, “Bunları genelde vatandaşımıza sağımdan sonra satışa sunuyoruz, AR-GE fazlası ürünlerimizi. 2.5 ton yaklaşık bal üretimimiz oluyor. 1944’te kurulmuş bir enstitüyüz. 1944’ten beri enstitümüz çalışmalarını devam ettiriyor. Bu güne kadar yörede arıcı olanlara, arıcılığa başlamak isteyenlere teorik ve pratik olarak eğitimler veriliyor. Büyükşehirlerle, arıcılar birliği ile ortak çalışmalar yapılarak onlara arı yetiştiriciliği, ana arı yetiştiriciliği, arıcılığa başlayacak olanlara arıcılık nasıl yapılır bu konularda eğitimler veriyoruz” diye konuştu.
Arıcılık konusunda elde edilen veri ve bilgilerin 12 ille paylaşıldığını ifade eden Ünlü, “Afyonkarahisar, Konya, Antalya, Mersin, Adana, Isparta, Burdur gibi iller şu an bizim görev alanımız içerisinde. Arkadaşlarımız bu illerle ilgili gerekli çalışmaları yapıyorlar” şeklinde konuştu.
“Floranın zenginliği bala kalite olarak yansıyor”
Floranın zengin olmasının kaliteyi arttırdığını da dile getiren Ünlü, “Kalite şöyle, flora zengin olduğu için çok büyük çeşitlilik var, bitki çeşitliliği. Malumunuz olduğu üzere arılar çiçeklere konuyor, yüzlerce, binlerce çiçeğe konuyor ve bu çiçeklerden polenleri alıyorlar, buradaki yaylalardaki floranın çiçek kalitesi ve bitki kalitesi çok kaliteli olduğu için bu bala da yansıyor. Şöyle örnek vereyim pamuktan da bal yapabilirsiniz, çok büyük verimde elde edebilirsiniz ama tek çiçekli olduğu için kalitesi kırdaki yaylalardaki bal kadar kaliteli bal elde edemezsiniz. Dolayısıyla satışını yaptığımız müşterilerin geri dönüşleri çok olumlu oluyor. Almak isteyen bir daha almak istiyor. Fakat sınırlı miktarda üretebildiğimiz için kısa sürede bal satışımız bitiyor” ifadelerini kullandı.
Enstitünün Arıcılık Bölümü Başkanı Ziraat Yüksek Mühendisi Emrah Çulha ise asıl maksatlarının Ar-Ge çalışmalarından elde edilen verileri, yenilikleri üretici ve sektörle paylaşmak olduğunu belirtti.
Enstitünün eğitimlerine katılan arıcılardan Mehmet Doğan da 50 koloniden bu yıl 300 kilo bal beklediğini belirterek, balın kilosunu 300 TL’den satışa sunacağını kaydetti.