AYDIN’IN KARPUZLU İLÇESİ KIRSAL KOĞUK MAHALLESİ’NDE YAŞAYAN 53 YILLIK EVLİ GÜLPINAR ÇİFTİ YARIM ASRI GEÇKİN EVLİLİKLERİNİ; ‘4S MODELİ’ OLARAK TANIMLADIKLARI SEVGİ, SAYGI, SADAKAT VE SABIRA BORÇLU OLDUKLARINI BELİRTEREK YENİ EVLİ ÇİFTLERE ÖĞÜTLERDE BULUNDULAR.
Aydın’ın Karpuzlu ilçesinde 53 yıllık evli Gülpınar çifti yarım asrı geçkin evliliklerini ’4S modeli’ olarak tanımladıkları sevgi, saygı, sadakat ve sabra borçlu olduklarını belirterek yeni evli çiftlere öğütlerde bulundular.
Kırsal Koğuk Mahallesi’nde yaşayan 79 yaşındaki Muharrem Gülpınar ve 70 yaşındaki Ayten Gülpınar’ın yıllardır aynı yastığa baş koymaya devam ediyor. Yarım asrı geçkin süredir evliliklerini sürdüren Gülpınar çifti mutlulukları ve birbirlerine olan saygıları da geç nesillere örnek oluyor. 2 çocuk sahibi Gülpınar çifti, günümüzdeki evliliklerinin büyük bir kısmının ufak sorunların büyütülmesinden dolayı sonlandığını ifade ederek, uzun birlikteliklerinin sırrını ’4S’ modeli olarak tanımladıkları sevgi, saygı, sadakat ve sabır olarak açıkladı.
Bir evlilikte önce sevginin, sonra da sırasıyla, saygı, sadakat ve sabır olması gerektiğini kaydeden çift, yeni evli çiftlerin de bunlara dikkat etmelerini öğütledi. Ayten ve Muharrem Gülpınar, her evlilikte zaman zaman mutlaka tartışmaların yaşandığını ifade ederek, “Biz de zamanında bazı şeylerden dolayı tartıştık, kırdık, kırıldık. Ama hiç bir zaman pes etmedik, yıllar önce birleşen ellerimizi hiç ayırmadık. Birimiz sinirliyse diğerimiz sakin kalmayı bildi. Çok şükür bu günlere geldik. Yeni evlenen çiftler de mutlaka hanelerinde inişler, çıkışlar yaşayacaklar. Önemli olan tüm sorunlara beraber göğüs gerebilmek, sevgi ve saygıyı yitirmemek” ifadelerini kullandı.
“İnsan yedisinde neyse yetmişinde de odur”
Evlilikte insanların en fazla yaptığı hatanın karşı tarafı olduğu gibi kabullenmek yerine huyunu değiştirmeye çalışmak olduğunu ifade eden Ayten Gülpınar, “Evleneli 53 sene oldu. Dövüş kavga hayatımızı sürdürüyoruz. Yedisinde neysen yetmişinde de aynısı olursun. Kimse kimsenin huyunu değiştiremez. Birbirimize saygımızı da hiç bir zaman yitirmedik. O bana ben de ona saygı duyarım. Ben hanımla evlendim de kavga, dövüş etmeden hayat geçirdim diyen birinin alnını karışlarım. Her evde bunlar yaşanır, bunlar evliliğin tuzu biberidir. Sorunlar büyümemeli, sürdürülmeli. Evliliğin ve hayatın olağan akışı içerisinde zaten sevgi ve saygın varsa unutulup gidiyor uzamıyor. Öfkeliyken söylersin ama öfken dağıldığında o değil gibi olursun her şeyi unutursun ve hayatına devam edersin. Evliliğimizin sırrı; sevgi, saygı, sadakat ve sabır. Geçmişimizde yaşadıklarımızı bir anlatsak anlat anlat bitiremeyiz. O zamanlar yaşadıklarımızı şimdiki gençler yaşasa geçinmez boşanırlar. Beni ayakta tutan çocuklarım. Çocuklarım için herkesi karşıma alırım. Çocuklarımın sevgisi eşime olan sevgimin ötesine geçti. Evlat sevgisini kelimelerle anlatamam çok farklı bir şey ancak yaşamak lazım. Eşime kızarsam bağırır geçerim, öfkem geçince de hiçbir şey olmamış gibi yolumuza devam ederiz” dedi.
Her türlü sorunlarını kafa kafaya vererek dışarıdan kimseye müdahale ettirmeden çözdüklerini ifade eden Muharrem Günay ise, “Bu zamana kadar bazı sorunlarımız olsa da çok iyi geçindik. Her türlü sorunumuzu, derdimizi kafa kafaya vererek aştık. Evliliğimize dışarıdan kimsenin karışmasına, müdahalede bulunmasına izin vermedik. Birbirimizin eksiğini başkalarına anlatmadık. Her türlü sorunumuz dört duvarın içinde kaldı ve çözümlerini de birlikte bulduk. Çok şükür bu zamana kadar birlikte geldik, bundan sonra da Allah canımızı alana kadar birlikte olacağız” diye konuştu.