CUMHURİYET TARİHİNİN EN BÜYÜK YANGINININ YAŞANDIĞI MANAVGAT’TA YANGINDAN ZARAR GÖREN VATANDAŞLARA KIYAFET DİKMEK İÇİN NİLÜFER ÖZTÜRK’ÜN ÖNCÜLÜĞÜNDE BİR ARAYA GELEN ÇOLAKLILI KADINLAR, BU KEZ DEPREMZEDELER İÇİN BİR ARAYA GELDİ.
Cumhuriyet tarihinin en büyük yangınının yaşandığı Manavgat’ta, yangından zarar gören vatandaşlara kıyafet dikmek için bir araya gelen Çolaklılı kadınlar, bu kez depremzedeler için buluştu.
Çolaklılı kadınlar, kendi imkanları ve hayırseverlerin destekleriyle Çolaklı Yahya Kurt Ortaokulu bahçesinde Nilüfer Öztürk tarafından atıl durumdaki yemekhaneden dönüştürülen atölyede gece gündüz demeksizin çalışarak depremzedeler için kıyafet dikiyor.
Eski yemekhane şimdi atölye
4 yıl önce Ankara’dan eşinin yaptığı yatırım nedeniyle Manavgat Çolaklı’ya yerleştiklerini belirten kamudan emekli Nilüfer Öztürk, Manavgat yangınından sonra bir düzen kurduklarını ve 8 dersliği atölyeye çevirdiklerini anlattı. Çolaklı’nın gönüllü kadınlarıyla içinde şalvar, yazma, iç çamaşırı, çorap bulunan kadın paketleri hazırladıklarını belirten Öztürk, “Anne paketleri hazırladık ve dağıtımları AFAD aracılığıyla gerçekleştirdik. Sonrasında projeye bağışlanan makinalarla ve elimde kalan kumaşlarla eskiden depo olarak kullanılan şu an bulunduğumuz yeri Halk Eğitim Merkezi ile görüşerek kurs merkezi haline getirdim. Şimdi büyük Anadolu depremi olunca atölyemizi açtık. Yangın zamanı bize destek olan hayırseverlerimiz vardı. Depremzedelerimiz için atölyede çalışmak istiyoruz dedik ve hayırseverlerimiz yine bize destek verdiler. Tamamen gönüllülük esasıyla hepimiz bu yolda çalıştık. Her türlü ihtiyacı temin ederek devam etmeye çalışıyoruz. 2 gün önce 800 adet dikimi tamamladık. AFAD’a resmi tutanak ile teslim ettik. Şimdi burada yeniden kolilerimiz hazırlandı. Şu an pakete 699 adet girdi. Yarına bin 200 adet hedefliyoruz. Burada tek kişilik battaniye, bebek battaniyeleri, 3 boy çocuk, kadın, erkek eşofmanı dikiyoruz. Kumaşlarımızdan hiç fire vermemek için eldiven, şapka dikiyoruz. Bunlar elimizde kalan son kumaşımız. Hepimiz elimizden geleni yapmak için çabalıyoruz” dedi.
“Tüm ailem ve akrabalarım Türkiye’nin dört bir yanına dağıldı”
25 gün önce memleketi Malatya’ya gittiğini belirten emekli öğretmen Hülya Özen, “Çolaklılı kadınların böyle bir faaliyette olduğunu duyunca hemen buraya geldim ve elimden geldiğince onlara yardımcı olmaya çalışıyorum. Buradaki kadınların özverisi beni çok duygulandırdı. 25 gün önce ailemin yanında Malatya’daydım. Şu anda tüm ailem ve akrabalarım, Türkiye’nin dört bir yanına dağılmış durumda” diye konuştu.
Atölyede bulunan herkesin gönüllü olarak geldiğini belirten kurs eğitmenlerinden Hatice Bayraktar, “Biz burada bu işleri yaparken gece uykusuz, yemek yemeden geliyoruz buraya. Onların acısını o kadar derinden hissediyoruz ki, yan tarafta okulumuz var, oraya depremzedeler gelip yardım alıyor. Elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Çünkü bu deprem basit bir afet değil. Dünyanın en büyük afeti olduğu söyleniyor. Henüz enkaz altından çıkarılamayan vatandaşlarımızı da biliyoruz. Onların acısını o kadar derinden yaşıyoruz ki elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
Çocukları da yardım ediyor
Çolaklılı kadınlar atölyede dikiş yapıp depremzedeler için giyecek ve battaniye hazırlarken, çocukları da yanlarında oynuyor. Atölyede çalışanlar arasında diğerlerinden çok farklı 2 çocuk da bulunuyor. Anneleriyle birlikte atölyeye gelip gece gündüz demeden çalışan 11 yaşındaki Fatma Dilay Alan ve 12 yaşındaki Ayşe Sena Arıkan, dikilen kıyafetleri ütüleyip paketlere yerleştiriyor.
Ortaokul 5. Sınıf öğrencisi olduğunu belirten Fatma Dilay Alan, “Depremzedeleri gördükten sonra bayağı üzüldük. Annelerimiz buraya geliyordu. Biz de onlara destek çıkmak için geldik” ifadelerini kullandı.
Ayşe Sena Arıkan ise, “12 yaşındayım. Depremzedelere çok üzüldük. Çocuklar gerçekten çok küçüktü. Ve üstlerine giyecek hiçbir şey yoktu. Annelerimiz buraya gelip dikiş yapıyorlar. Biz de ütü yapıyoruz. Onlara yardımcı olmaya çalışıyoruz” sözlerine yer verdi.