TÜRKİYE’NİN İLK YERLİ LOKOMOTİF MOTORU OLAN ÖZGÜN MOTOR, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI MUSTAFA VARANK İLE ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI ADİL KARAİSMAİLOĞLU’NUN DA KATILIMIYLA İLK DEFA GÖRÜCÜYE ÇIKTI.
Türkiye’nin ilk yerli lokomotif motoru olan Özgün Motor, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun da katıldığı tören ile ilk kez görücüye çıktı. Programda konuşan Bakan Mustafa Varank, “Müzmin muhaliflerin çokça kurduğu bir cümle var. Biz bir platform geliştirdiğimizde bir ürün geliştirdiğimizde, ’Bunun neresi yerli, bunun motoru yerli mi?’ diye soruyorlar. Bugün onlara bir cevap veriyoruz. Kendi özgün motorumuzu geliştirdik” dedi.
TÜBİTAK RUTE, TÜRASAŞ, Marmara Üniversitesi ve Sıradışı Mühendislik ortaklığı ile gerçekleştirilen Özgün Motor Geliştirilmesi Projesi tamamlandı. 1 litreden en yüksek gücün alınabildiği Türkiye’nin ilk yerli tasarım lokomotif motoru Gebze’de görücüye çıktı. Özgün Motor, lokomotif için Türkiye’de sıfırdan tasarlanan ve üretilen, aynı zamanda lisans hakları da Türkiye’de olan ilk motor olma özelliğini taşıyor. Özgün Motor, aynı zamanda raylı ulaşım alanındaki motorlar içinde 1 litreden elde edilen en yüksek güce sahip dizel motor olma özelliğini de taşıyor.
TÜBİTAK Raylı Ulaşım Teknolojileri Enstitüsü’nde (RUTE) “160 Serisi Özgün Motor Ailesi Lansmanı” düzenlendi. Programa, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu da katıldı.
“Son 20 yıl öncesinde Türkiye’de son derece az gelişmiş bir altyapı vardı”
20 yılda Türkiye’nin ulaştırma ve altyapı konusunda çok mesafe kat ettiğini belirten Adil Karaismailoğlu, “Son 20 yılda, 100 yılda yapılacak işleri yaptığımız bir hikaye ve serüven var. Tarih bunu yazacaktır. Son 20 yıl öncesinde Türkiye’de son derece az gelişmiş bir altyapı vardı. Allah’a şükürler olsun bugün geldiğimiz noktada özellikle karayolu altyapısının çok önemli bir kesimini tamamlamış durumdayız. Havayolu altyapımızı tamamen bitirdik. Yani bugün 29 bin kilometreye ulaşmış, bölünmüş yol ağımızla bütün engelleri ortadan kaldırdık. 20 yıl önce Türkiye genelinde 8 milyon araç vardı, bugün Türkiye genelinde kayıtlı araç sayısı tam 26 milyon. Fakat trafik sıkışıklığı 20 yıl öncesinden çok çok daha az. Çünkü yapmış olduğumuz yatırımlar sayesinde bütün engelleri ortadan kaldırdık. Anadolu’nun her tarafında sanayinin, istihdamın, üretimin gelişmesinin en önemli etkisi bu ulaştırma altyapısının altındaki büyük yatırımdır” dedi.
“Hızlı tren bağlantımızı 8 ilden 52 ile çıkarmak için yoğun çabamız var”
Demiryolu ağına yapılan yatırımlardan ve yapılacak çalışmalardan bahseden Bakan Karaismailoğlu, “Tabii siz bir bölgeye bir milimlik ulaştırma altyapı yatırımı yaptığınızda bunun kısa sürede üretime tam 10 kat etki ettiğini, milli gelire tam 6 kat etki ettiğini arazide ve Anadolu’nun her köşesinde görebiliyorsunuz. Son 20 yılda tam 183 milyar dolarlık ulaştırma altyapısı yatırımı yaptık. Bunun sonucunda üretime tam 1 trilyon doların üzerinde etki ettik. Bu yatırımlar yine milli gelirlere de tam 600 milyar doların üzerinde etki etti. Her yıl, yıllık 1 milyon kişiyle istihdama katkı sağlıyoruz bu yatırımlar sayesinde. Ulaştırma altyapımızı tamamladık. Yani biz bugün 183 milyar dolarlık yatırımın yüzde 65’ini karayollarına yatırmıştık ama karayollarında önemli bir eksiğimizi tamamladık. Artık biz bundan sonra demiryolu ağırlıklı bir yatırım dönemine girmiş bulunuyoruz. Bugün 13 bin 100 kilometrelik demiryolu ağımız var Türkiye genelinde. Bunun bin 400 kilometresi hızlı tren. Şu anda yapımı devam eden tam 4 bin 500 kilometre demiryolu hattında yoğun bir çalışma gösteriyoruz. Bu yoğun çalışma sonucunda şu an hızlı tren bağlantılı 8 ilimizi 52 ile çıkarmak için yoğun bir çabamız var. Ulaşım master planı çerçevesinde ülkemizin dört bir tarafına demir yolu ağımızı dağıtacağız” diye konuştu.
“Demiryolunda taşıdığımız yolcu sayısını 270 milyona çıkaracağız”
Demiryolu ulaşımının bir kültür olduğuna değinen ve özellikle yerli milli çalışmalar yapıldığını ifade eden Karaismailoğlu, “Bizim master planları çerçevesinde bugün yıllık 19 buçuk milyon olan demiryolunda taşıdığımız yolcu sayısını yatırımlarımız sonucunda 270 milyona çıkaracağız. Bundan daha önemlisi biz geçen yıl demiryollarına tam 38 milyon ton yük taşıdık. Yapacağımız yatırımlarla birlikte bunu tam 440 milyon tona çıkarmak için yoğun bir çaba gösteriyoruz. Tabii, bu demiryolları özellikle bu gelişmeye ve bu demiryollarının yaygınlaşması sonucunda çalışacak demiryolu araç ve ekipmanlarının yerli ve milli olarak yapılması da çok önemli. Yıllarca biz dünyada üretilmiş olan neredeyse bütün demiryolu araçlarını ülkemizde yürütmeye çalıştık ve onun sıkıntılarını yaşayan, bilen birisi olarak söylüyorum; özellikle İstanbul’daki metrolarda neredeyse dünyadaki bütün demiryolu markalarının metro araçları var. Onların hem tedarikleri, hem bakımları, onarımlarıyla ilgili yaşadığımız sıkıntıları çok iyi biliyorum. Fakat bugün Allah’a şükürler olsun demiryolu sektöründe, metrolarda olsun diğer demiryolu araçlarında olsun çok önemli seviyeleri geride bıraktık” şeklinde konuştu.
“Bu ihtiyacı yerli milli kaynaklardan sağlayacağız”
TÜBİTAK ve Bilişim Vadisi’nin istasyonlarının üzerinde yer aldığı hat olan Gebze – Köseköy hattının tamamlanmasının yakın olduğunu belirten Karaismailoğlu, “Tabii bu demiryolları kültürü ve demiryolu yatırımları bizim için çok önemli. Yaptığımız çalışmalar, planlamalar sonucunda 2035 yılına kadar sadece Türkiye için, demiryolu araçları için tam 17 buçuk milyar Euro’luk bir pazar var. Çok ciddi bir rakam. Bunun altyapısını inşallah bugünkü Özgün Motorumuzla birlikte demiryollarında yaptığımız çalışmalarla, TCDD ve özel sektördeki müthiş gelişmelerle birlikte bu ihtiyacımızı kendi kaynaklarımızdan karşılamak için önemli çalışmalar yapıyoruz. 2035 yılına kadar 17 buçuk milyar Euro sadece Türkiye’nin ihtiyacı. Yakın komşularımızı, yakın coğrafyaları da düşündüğümüzde buradaki rakamın kat kat üzerinde bir pazar var. Bu pazardan da önemli bir pay almak için hem devletimizin kurumları hem özellikle özel sektörün prensibinden faydalanarak bu pazarı inşallah hep beraber gerçekleştireceğiz, bu ihtiyacı yerli milli kaynaklardan sağlayacağız. Yaptığımız bu demiryolu çalışmalarında özellikle burada Gebze – Köseköy hattımız var, orada da çalışmalarımız devam ediyor. Bu çalışmalarımızın, burada bahsetmemizin önemli nedeni hem TÜBİTAK’ın hem de Bilişim Vadisi’nin istasyonları da bu hat üzerinde olacak. Çalışmaları devam ediyor, inşallah bunu da yakın bir zamanda bitiriyoruz. İstasyonu bitiriyoruz peşinden sinyalizasyonu da kurduğumuzda inşallah artık bundan sonra TÜBİTAK ve Bilişim Vadisi’nde çalışan arkadaşlarımız raylı sistemin konforundan faydalanmaya başlayacaklar” ifadelerini kullandı.
“Yerli milli elektrikli trenlerimizin de tasarım çalışmaları bitmek üzere”
Yerli milli elektrikli trenlerin tasarım çalışmalarının bitmek üzere olduğunu söyleyen Adil Karaismailoğlu, “Bugün burada bizi buluşturan Özgün Motor projemiz çok kıymetli. Biz TÜBİTAK RUTE ile çok önemli çalışmalar yapıyoruz. Yani demiryolu sektöründeki, demiryolu araçlarındaki ihtiyacımızın önemli bir kısmının altyapısını, buradaki tasarımları ve bu altyapıyı TÜBİTAK RUTE ve TCDD’deki arkadaşlarımızla birlikte önemli seviyeleri aşmış durumdayız. Türkiye’deki en önemli 3 tane demiryolu fabrikası, Eskişehir, Adapazarı ve Sivas’taki fabrikaların güçlerini birleştirerek önemli bir aşamayı geçtik. Artık Adapazarı’nda hem banliyö trenlerimizi, milli elektrikli trenlerimizi, Eskişehir’de lokomotiflerimiz ve demiryolu bakım ekipman araçlarımızı üretiyoruz. Sivas’ta da vagon ihtiyacımızın çok önemli bir kısmını karşılıyoruz. Milli elektrikli trenimizin imalatları bitti. Şu an test süreçlerinde 10 bin kilometreye ulaştık. İkinci tren setimizin de imalatları başladı. Aslında bir yandan da seri imalatlara başladık. İnşallah önümüzdeki günlerde sertifikasyon test süreci tamamlandığında; Türkiye’nin akıllı otomobili akıllı yollarda seyahat etmeye önümüzdeki günlerde nasıl başlayacaksa inşallah bizim demiryolu aracımız, yerli milli trenimizi de demiryolu raylarında görmeye başlayacağız. Peşinden bu 160 kilometre hıza ulaşacak trenimiz peşinden 225 kilometre hıza sahip yerli milli elektrikli trenimizin de tasarım çalışmaları bitmek üzere. İnşallah prototipinden sonra seri üretimlerimize de başlayacağız.
Bugün burada bizi buluşturan Özgün motor, 8 silindirli olarak üretildi ama mühendislik altyapısı 12 ve 16 silindirliye de ihtiyaca cevap verebilecek şekilde tasarımları yapıldı. Demiryolu araçlarımızı da özellikle lokomotiflerimizde kullanmaya başlayacağız ama aynı zamanda tersanelerimizde de aranan bir motor olacak önümüzdeki günlerde” dedi.
“Raylı sistemlerde kullanıcı olmaktan öte kendi geliştirdiği teknolojiyi ihraç eden bir ülke olmak istiyoruz”
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ise “Kritik teknolojileri yerli imkanlarla geliştirmek, katma değerli özgün ve rekabetçi ürün ve hizmetler sunmak için ara vermeden çalışıyoruz. Neredeyse her gün yeni başarı hikayesini paylaşıyoruz. İnsan kaynağımız zengin, mühendislik kabiliyetlerimiz oldukça gelişmiş durumda. Özgün Motorumuzda bunun en güzel örneklerinden bir tanesi. Ülkemizdeki teknoloji ekosistemi TÜBİTAK’ın ARGE merkezleri ve enstitülerinin katkılarıyla her geçen gün daha da güçleniyor. Raylı sistemlerde de sadece kullanıcı olmaktan öte kendi ihtiyaçlarını karşılayan geliştirdiği teknolojiyi ihraç eden bir ülke konumuna gelmek istiyoruz. Bunu için 3 yıl önce demir yolu teknolojileri alanında Ar-Ge, tasarım ve prototipleme faaliyetleri yağacak raylı ulaşım teknolojileri endüstrimizi kurduk. Buradaki en büyük destekçimiz de Ulaştırma Bakanlığı’mız ve TCDD. En hızlı sonuca varabildiğimiz, en güzel neticeleri en verimli şekilde ortaya koyabildiğimiz enstitümüz RUTE ve Ulaştırma Bakanlığımızın çok büyük katkıları var. TÜBİTAK, RUTE bünyesinde raylı sistemler ve motor teknolojileri alanında dışa bağımlılığımızı azaltan birçok projeyi sürdürmeye devam ediyoruz. 2020 yılında da şu an içerisinde bulunduğumuz Motor Mükemmeliyet Merkezini hayata geçirmiş olduk. Bu merkez motor geliştirme alanında ülkemizdeki en büyük, en kapsamlı, donanımlı ARGE ve test merkezi konumundadır. Burayı kamu kurumlarımız, üniversitelerimiz, özel sektörümüz yoğun bir şekilde kullanabiliyor” dedi.
“Motorun parçalarının yüzde yüzü burada geliştirildi”
Motorun donanımlarıyla ilgili bilgi veren ve motor parçalarının tamamının yerli olduğunu belirten Varank, “Burada üretilen motorun parçalarının yüzde yüzü burada geliştirildi, yüzde 90’ı da ülkemizde üretildi. Bu motorun 3 bin 600 farklı parçası bulunuyor. Bu modüler bir motor. 8-12 ya da 12 silindirli olarak 2 bin 700 beygire kadar 3 farklı konfigürasyonda motoru üretebileceğiz. TÜRASAŞ tarafından bu motorun seri üretimi gerçekleştirilecek ve tabi ki kullanımı yaygınlaştırılmış olacak. Özgün Motor ailesinin parametrik tasarım ve prototip üretim süreci TÜBİTAK RUTE araştırmacıları tarafından gerçekleştirildi. Bu kabiliyet sayesinde Özgün Motor ailesi sadece lokomotiflere değil aynı zamanda jeneratörlere, iş makinelerine, kara ve deniz araçlarına da kolay bir şekilde güç verebilecek. Eklemeli imalat yöntemiyle yani son teknoloji üretim metotlarının kullanıldığı bir modelle üretim kalıplarının ülkemizde üretildiği için de hem üretim süreçlerini çok daha ucuza getirmiş olduk aynı zamanda çok daha kısa sürede üretimimizi gerçekleştirmiş oluyoruz” şeklinde konuştu.
“Ticari olarak satılan hidrojen motor yok, Türkiye bu konuda öncü ülkelerden biri”
Özgün Motor’un verimliliğine ve Türkiye’nin hidrojen motor konusunda öncü ülkelerden biri olduğuna değinen Varank, “Ülkemizdeki motor sanayisinin gelişiminde mihenk taşı olan Özgün Motor, hem kendi sınıfına hem TCDD’nin envanterinde bulunan lokomotif motorlarına nazaran daha uygun maliyetli, daha az yakıt tüketen, daha performanslı, daha verimli ve daha çevreci bir tasarıma sahip. Özgün Motor, geleceğin teknolojilerinin de uygulanabileceği bir platform. Buna içten yanmalı dizel motor gözüyle bakmamamız lazım. Şu an arkadaşlarımız aynı motor tasarımını hidrojenle kullanılması için şimdiden çalışmalara başlamış durumda. Biz bu motoru hidrojenle çalışır hale de çok kolay bir şekilde getirebiliriz. Bu manada şu an piyasada ticari olarak satılan bir hidrojen motor yok. Türkiye bu konuda öncü ülkelerden biri haline gelebilir. Bu da stratejik olarak yaptığımız işin ne kadar üstün olduğunu gösteriyor” diye konuştu.
“Büyük ve güçlü Türkiye hedefimize kararlılıkla ilerliyoruz”
Büyük ve güçlü Türkiye için çalıştıklarını ve demiryolunda birçok yerli ve milli araç üretebildiklerini belirten Varank, şu ifadeleri kullandı:
“Büyük ve güçlü Türkiye hedefimize kararlılıkla ilerliyoruz. Bu süreçte yenilikçi projeleri hayata geçiren özel sektörümüz, üniversitelerimiz ve TÜBİTAK gibi stratejik kuruluşlarımız önemli roller üstleniyor. Milli teknoloji hamlesi vizyonumuz doğrultusunda Türkiye’yi kritik teknolojilerin tasarlandığı, üretildiği ve ihraç edildiği bir ülke haline getirmekle kararlıyız. 2023 sanayi ve teknoloji stratejisiyle 11. Kalkınma Planı hedefleri doğrultusunda mobilete araç ve teknolojileri yol haritamızı zaten yayınladık. Bu çerçevede mobilitenin görüşümünde öncü olacak stratejik öneme sahip projeleri başarıyla yürütüyor, paydaşlarımızla iş birliği içerisinde çalışıyoruz. Artık yerli ve milli olarak üretebildiğimiz tramvaylarımız, sürücüsüz metro araçlarımız, milli elektrikli tren setlerimiz, lokomotiflerimiz, banliyö setlerimiz, yolcu ve yük vagonlarımız var. Bununla birlikte milli sinyalizasyon sistemimiz ve yüksek hızlı tren geliştirilmesine yönelik çalışmalarımıza da ara vermeden devam ediyoruz. Ülkemiz 2021 yılı itibariyle raylı sistem araçları aksan ve parçalarında artık net ihracatçı konumuna gelmiş dururumda ama geldiğimiz noktayı yeterli görmüyoruz. İnşallah çalışmalarımıza devam edeceğiz. Ulaştırma Bakanımız az önce bahsetti, ana hatlarda sinyalizasyon sistemlerinde TCDD ile yani TÜRASAŞ ile RUTE beraber çalışarak bunları geliştiriyordu. Şimdi şehir içi hatlarda sinyalizasyon sisteminde yine TÜRASAŞ ile RUTE bir araya geldi, ASELSAN ile birlikte şehir içi hatlarımızda sinyalizasyon sistemlerimizi geliştirebiliyoruz”
“Kendi özgün motorumuzu geliştirdik”
Bakan Varank, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu alanda 320 milyon Euro’luk bir katma değeri önümüzdeki 5 sene içerisinde oluşturabiliriz. Bunun dışında Ulaştırma Bakanlığımızla geliştirdiğimiz E5000 Elektrikli Anahat Lokomotifinin örneği var. Şu anda bunun montajları tamamlandı. İnşallah yakın zamanda bunu da tanıtacağız. Yüzde yüz elektrikli anahat lokomotifi de kendimiz geliştirmiş olacağız. Bu manada önemli bir ihtiyacımızı karşılamış olacağız. Bunu gibi onlarca, yüzlerce projeyi sürdürmeye devam ediyoruz. Müzmin muhaliflerin çokça kurduğu bir cümle var. Biz bir platform geliştirdiğimizde bir ürün geliştirdiğimizde, ‘Bunun neresi yerli, bunun motoru yerli mi?’ diye soruyorlar. Bugün onlara bir cevap veriyoruz. Kendi özgün motorumuzu geliştirdik. Bunun da motoru yerli gururla söyleyebileceğiz. Projemizi 4 yıllık planlamıştık ve 4 yıl içerisinde tamamladık. Bizim gündemimiz gerçek teknoloji. Biz zoom bağlantısını teknoloji olarak sunanlara inat geleceğin teknolojilerine yatırım yapıyoruz”
Çevreci ve sürdürülebilir tasarıma sahip
Özgün Motor’un 1 litreden 44,5 beygir güç üreten motorun, silindir içinde 230 bar basınca dayanabilecek malzemeye, tasarıma ve soğutma sistemine sahip olduğu belirtildi. Özgün motorun sınıfındaki motorlara göre çevreci, verimli ve sürdürülebilir tasarıma sahip olduğu açıklandı. 3 bin 600’den fazla parçasının teknik resimlerini yerli tedarikçilerin oluştururken, motor parçalarının yüzde 90’ı da yerli sanayi tarafından üretildi. Özgün Motor, geleceğin teknolojilerinin de uygulanabileceği bir platform olarak dikkat çekiyor. Sürdürülebilir ve çevreci tasarıma sahip Özgün Motor, iklim krizine önerilen çözümlerden birisi olan alternatif biyoyakıtlar ile çalışabiliyor. Ayrıca Türkiye’nin taraf olduğu yeşil mutabakat çerçevesinde sıfır karbon emisyonu için en önemli enerji kaynağı olacak hidrojen de içten yanmalı motorlar için alternatif yakıt olarak kullanılacak. Öte yandan, 2 bin 700 beygire kadar güç sınıflarında çözüm olacak Özgün Motor’un, lokomotiflerde, jeneratörlerde ve birçok su üstü gemide de kullanılabileceği belirtildi. Özgün Motor, önümüzdeki dönemde 50 bin kilometre lokomotif testine başlayacak ve saha tecrübesi de kazanılacak.