YAŞAR ÜNİVERSİTESİNDE LİSANSÜSTÜ EĞİTİM GÖREN TUĞBA AÇIK GÜRKAYA, HAZIRLADIĞI TEZ İLE CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİNİN TELEVİZYON DİZİLERİNE YANSIMASINI MERCEK ALTINA ALDI.
Televizyonlarda yayınlanan Türk polisiye dizilerinde kadın karakterlerin, erkek karakterlere göre daha geri planda kalması ve ekranda kaldığı sürelerin azlığı, akademik araştırma konusu oldu. Yaşar Üniversitesinde lisansüstü eğitim gören Tuğba Açık Gürkaya, hazırladığı tez ile cinsiyet eşitsizliğinin televizyon dizilerine yansımasını mercek altına aldı.
Türk dizilerinde en çok tercih edilen türlerin başında polisiye diziler geliyor. Polisiye dizilerde kadın karakterlere nasıl yer verildiği ise akademik araştırma konusu oldu. Yaşar Üniversitesi İletişim Anabilim Dalı’nda tezli yüksek lisans yapan Tuğba Açık Gürkaya, “Toplumsal Cinsiyetçi Bir Tür Olarak Yerli Polisiye Dizilerin Kahramanları Üzerine Bir İnceleme” başlıklı tez hazırladı. Televizyonlarda yayınlanan polisiye türü dizilerdeki kadın ve erkek karakterlerin karşılaştırma analizini yapan Gürkaya, “Türk televizyonlarında haberlerden sonra en fazla diziler izleniyor. Polisiye türü; suç, suçlu ve olayı çözmeye çalışan polis olarak üç ana öge etrafında şekilleniyor. Polis, genel olarak erkek karakterlerden oluşuyor. Kadınlar, değişen toplum düzeniyle beraber dizilerde çalışan, kendi ayakları üzerinde duran fertler olarak yer almaya başlamasına rağmen polisiye diziler içinde temsillerinin çok fazla olmadığı görülüyor. İncelenen yerli polisiye dizilerde, temsil edilen kadın polis karakter sayısı, erkeğe kıyasla oldukça az. Bu kadınların çoğu ise büroda masa basında, kendileri için ayrılan alan içinde görülüyor. Dışarıda görev alan, operasyona katılan kadın karakterlerin genellikle geri planda tutulduğunu görüyoruz” diye konuştu.
Ekrana nasıl yansıyorlar
Türk televizyon dizilerinde kadınların polis teşkilatının erkek yapısı içerisinde kaybolmamak için erkeksi tavırlara büründüğünü belirten Tuğba Açık Gürkaya, “Tavırları gibi giyimlerinde de bu durum gözleniyor. Çekici olmayan fakat bakımlı olarak gösterilen kadınlar sert, soğuk ve ‘erkeksi’ tavırlarını korumaktadırlar. Öte yandan gözü kara, olaylara korkusuzca giren erkek kahramanlar, her zaman kazanandır. Yılan Hikayesi’nde Memoli, Adanalı dizisinde Yavuz, girdiği hiçbir kavgadan ve operasyondan başarısızlıkla çıkmamıştır. Kadın karakterler, polis olsalar da her zaman korunmaya muhtaç ve narin olarak sunuluyor. Diziler toplumu yönlendirme yeteneğine sahip. Bu sebeple dizilerde kadınların, başarılı rollerde daha fazla yer alması gerçek hayata da olumlu yansıyacaktır” dedi.
Tuğba Açık Gürkaya’nın tez danışmanı olan Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Ürün Yıldıran Önk, “Yerli polisiye diziler, televizyon ekranında erkek polisleri kahramanlaştırıp kadın polisleri geri planda tutarak ataerkil zihniyeti yeniden üretmektedir” ifadelerini kullandı.