HATAY’DA DEPREMDE ALTINDA İŞLETMESİ BULUNAN TARİHİ EVİNİ VE 27 AKRABASINI KAYBEDEN İHSAN PARILDAR, ÇÖKEN YAPILARIN ÇATISINDAN ULAŞTIĞI EVİNDEN EŞYA KURTARMAYA ÇALIŞTI.
Hatay’da depremde altında işletmesi bulunan tarihi evini ve 27 akrabasını kaybeden İhsan Parıldar, çöken yapıların çatısından ulaştığı evinden eşya kurtarmaya çalıştı.
6 Şubat’taki Kahramanmaraşlı merkezli depremler, kültür ve gastronomi şehri Hatay’da büyük yıkıma neden oldu. Özellikle kentin ticaret ve tarihi dokusunun merkezi konumundaki Antakya’nın tarihi yapıları da yerle bir oldu. Bugün enkaz yığını olan bölgeden, semt sakinleri yıkıntıların arasından ulaştıkları tarihi evlerinden eşyalarını kurtarmaya çalışıyor. Uluslararası ticaret yapan 39 yaşındaki 3 çocuk babası İhsan Parıldar’ın, çocukluğunun geçtiği ve deprem günü 6 arkadaşıyla birlikte olduğu tarihi evi de zarar gördü. Çöken yapıların çatısından evine ulaşan Parıldar, tehlikeye rağmen birkaç parça eşyasını kurtarmak için çaba sarf ediyor.
“27 kişiyi toprağa verdik”
Parıldar, 6 Şubat’tan önce cıvıl cıvıl olan bölgede 1 dakika 40 saniye içinde her şeyin yerle bir olduğunu anlattı. Bölgenin tarihi nitelikte olduğunun altını çizen İhsan Parıldar, “Eski Osmanlı evleri, atalarımızdan kalan taş yapılar vardı. Buradan kimi yaralı kimi ölü olarak çıktı. Deprem günü bir arkadaşlarla oturuyorduk, 6 kişiydik konakta. Her şey yerle bir olmaya başlayınca damların üstüne çıktık. Üçüncü kat olan yer zemin kata düştü. İnsanlar göçük altında kaldı, kaçmaya çalışanlar aralarda yakalandı. Çekirdek ailemden vefat eden yok ama yakınlarımdan 27 kişiyi toprağa verdik” diye konuştu.
“Bir eldivenin ne kadar önemli olduğunu anladık”
“Enkaz haline gelen bölgeden anlatacak bir şey kalmadı” diye sözlerine devam eden İhsan, “Her şeyimiz gitti. Kendi evimiz, her gün gelip gidiyorum. Deprem sonrası da biz buradan hiç ayrılmadık. Kalmaya da devam edeceğiz. Temel ihtiyaç malzemelerimizi zor da olsa alıyoruz. Çocukların eşyaları, giysileri var orada. Bir eldivenin, bir çorabın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladık. Kiliselerin arasından geçer okula giderdik. Antakya anlatmakla olmaz, yaşamak lazım. Biz Hristiyan, Alevi, Sünni, Süryani arkadaşlarla konakta oturuyorduk. Depremde o arkadaşlarımızın yarısını toprağa verdik” dedi.
Parıldar, fay hatlarının tarım alanlarından geçmesi nedeniyle de zor durumda olduklarını ve acil destek beklediklerini kaydetti.