KOAH HASTALIĞINA DAİR OLUŞTURULAN GÖRSEL ÖRNEĞİ
Acıbadem Eskişehir Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Murat Sezer, akciğerlerde ciddi hasar oluşturan ve solunan havanın rahatça dışarı verilememesi olarak tanımlanan KOAH hastalığına yüzde 90 oranla sigaranın sebebiyet verdiğini, hastalığın tedavisinde en önemli adımın da sigarayı bırakmak olduğunu söyledi.
Acıbadem Eskişehir Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Murat Sezer, içerdiği 7 bin kimyasal nedeniyle sigaranın insan vücuduna girmeye başladığı ilk andan itibaren ağız boşluğu, gırtlak, soluk borusu, bronşlar, akciğerler, damarlar, kalp, beyin, mide, mesane, cilt olmak üzere hasar verdiğini belirtti. Zararlı toz ve gazların akciğere alınmasıyla bronşlarda ve akciğerde oluşan hasara bağlı solunum güçlüğü ile ilerleyen KOAH’a yüzde 90 oranında sigaranın sebebiyet verdiğini; diğer nedenler arasında hava kirliliği, ısınmak ve yemek pişirmek için tezek gibi biyomas yakıtlar kullanılması, tozlu-dumanlı işlerde çalışmanın bulunduğunu ifade etti. 16 Kasım Dünya KOAH günü vesilesiyle bu zararlardan en çok vücudumuzun oksijen jeneratörü denilen akciğerlerin etkilendiğine dikkat çeken Doç. Dr. Sezer “Sigara akciğerde birçok farklı hastalığın gelişimi için başlıca risk faktörü. Bronşit, akciğer kanseri, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) bunlardan sadece ismi yaygın olarak bilinen birkaç tanesi” dedi.
“Hastalar doktora geç başvuruyor”
KOAH’ın akciğerlerde gelişmeye başladıktan sonra kalıcı ve ilerleyici hasar bırakan bir hastalık olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Sezer, hastalığın akciğer fonksiyonları yarı yarıya azalana kadar belirgin şikayet oluşturmayabileceğinibelirtti. KOAH hastalarının en önemli şikayetlerinin öksürük, balgam çıkarma ve nefes darlığı olduğunu ve bu şikayetlerden öksürük ve balgamın sigara içen herkeste görülmesi nedeniyle hastaların doktora geç başvurduğunu söyledi. Hastalık bulgularına değinen Doç. Dr. Sezer “Bir KOAH hastasının muayenesinde bronşlardaki daralma ve akciğer dokusunu oluşturan hava keseciklerindeki harabiyetin derecesine göre solunum seslerinde azalma, soluk verme süresinde uzama, bronş daralmasına bağlı ıslık benzeri seslerin duyulması gibi bulgular belirlenebilir. Hastaların parmak ucundan ölçülen oksijen satürasyon düzeylerinde düşme veya akciğerlerdeki hasar sonucu oksijensiz kalan başta kalp olmak üzere diğer organlara ait muayene bulguları belirlenebilir” diye konuştu.
Doç. Dr. Sezer, akciğerdeki hasarı değerlendirmek için bronşlardaki daralma ve genişlemeler, bronş duvar yapısındaki bozulmalar, hava keseciklerinin hasarlanmasına bağlı amfizem adı verilen bozuklukları açığa çıkaran bilgisayarlı tomografi ile Solunum Fonksiyon Testi uygulandığını anlattı.
“Sigarayı bırakmayan hastada tedavi istenen etkiyi oluşturmaz”
Bu bulgu ve tetkikler sonucu KOAH tanısı alan bir hastanın tedavisinde en önemli adımın sigaranın bırakılması olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Sezer “Sigarayı bırakmak KOAH’ın ilerlemesini durduran en önemli tedavi yöntemidir. Sigarayı bırakmayan bir hastada diğer tedavi yöntemleri istenen-beklenen etkiyi göstermeyecektir. Sigarayı bırakmak hem kolay hem zordur ama imkansız değildir. Çok güçlü bir bağımlılık yapıcı etkisi olan sigarayı bırakmak için kararlılık ve ciddi bir hayat tarzı değişikliği gerekir. Bağımlılık düzeyi yüksek olan kişilerin sigara bırakma tedavileri için destek almak üzere sigara bırakma polikliniklerine başvurması ve orada başlanan tedavi ve önerilere sebat ile devam etmeleri önemlidir” diye konuştu.
“Hastalığın alevlenme nedeni araştırılmalı”
Doç. Dr. Sezer, bu sebeple şikâyetleri artan KOAH hastalarının gecikmeden doktora başvurmasını tavsiye etti. Hastalığı ve akciğerlerdeki hasarı ilerlemiş olan hastaların tedavisinde evde uzun süreli oksijen tedavisi kullanılabileceğini söyledi. KOAH hastalarında şikâyetleri oluşturan en önemli faktörlerden biri bronş daralması olduğu için tedavinin diğer bir basamağını bronş genişletici ilaçların oluşturduğundan bahseden Doç. Dr. Sezer, ilaçlarını düzenli kullanmayan ya da gerektiğinden fazla kullanan hastalarda; sigara dumanına ya da diğer zararlı gaz ve partiküllere maruz kalanlarda; grip ya da solunum yolu enfeksiyonu geçirenlerde hastalığın alevlenebileceğini belirtti. Sezer, “Alevlenme şikayetlerde artış ile birlikte normalde kullanılan tedavinin yetersiz hale gelmesi olarak tanımlanabilir. Atak derecesine göre kullanılan ilaçların dozunun arttırılması, yanına ilaç eklenmesi ile kontrol altına alınabileceği gibi hastaneye hatta yoğun bakım ünitesine yatarak tedavi edilmesi gereken durumlar da olabilir” ifadelerini kullandı.
“Hastalığın alevlenmemesi için grip ve zatürre aşıları gerekli”
Akciğerlerdeki hasarlı ve aşırı şişkin hale gelen alanların sağlam kalan akciğer alanları üzerine baskı oluşturarak, aslında hasarlı olmamasına karşı işlev göremez hale getirebileceğine dikkat çekti. Doç. Dr. Sezer, “İşte bu hasarlı alanları küçültüp sağlam akciğer alanları üzerindeki baskıyı kaldırmak için bronş içine tek taraflı çalışan valf, hasarlı alanları büzüştürecek kendiliğinden katlanır metal coil yerleştirilmesi belirli üst düzey tetkikler sonucu uygun olduğu belirlenen hastalarda faydalı olabilir” dedi.
Bu hastaların KOAH alevlenmesine neden olabilecek enfeksiyonlardan korunmak için grip ve zatürre aşılarının öneminin altını çizen Doç. Dr. Sezer, “KOAH tedavisinde kullanılan bu farklı ve maliyetli tedavilerin hiçbiri hastalığın önlenmesi ve akciğerlerin sağlam olarak korunmasının yerini tutmaz. KOAH’tan korunmanın en önemli yolu ise sigaraya hayır demektir” şeklinde konuştu.