MEDİCAL PARK ORDU HASTANESİ İMMÜNOLOJİ VE ALERJİ HASTALIKLARI UZMANI PROF. DR. ALİ KUTLU
İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ali Kutlu, depremlerin ardında büyük bir inşaat molozu ve toz birikintisi bıraktığını belirterek, “Atmosfer havasına karışan toz, gaz ve zararlı maddelerin sanılanın ötesinde akciğer sağlığı için olumsuz etkilere sahiptir. Deprem sonrası solunum rahatsızlıkları artabilir” dedi.
Medical Park Ordu Hastanesi İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ali Kutlu, atmosfer havasına karışan toz, gaz ve zararlı maddelerin sanılanın ötesinde akciğer sağlığı için olumsuz etkilere sahip olduğunu söyledi. Enkaz işinde çalışanların mutlaka profesyonel iş güvenliğine uygun toz maskeleri kullanmaları, zeminde astım, KOAH gibi solunum hastalıkları olan kişilerin çalıştırılmaması gerektiğini kaydeden Kutlu, “Vatandaşların zorunluluk olmadıkça enkaz kaldırma alanlarına fazla yaklaşmaması bu alanlarda bulunmak zorundaysa, yüksek koruyuculuğu olan maskeler kullanması gerekmektedir” dedi.
“Astımı tetikleyebilir”
Enkaz altında kalan ve korumasız bir şekilde enkaz kaldırma işlemlerinde çalışan insanlarda kısa süreli de olsa yoğun toz ve toksik madde temasının, hızlı gelişen ciddi solunum yolları hasarı ve astım ataklarının görülebildiğini dile getiren Prof. Dr. Ali Kutlu, “Maruziyet süreleri uzadıkça bazı kişilerde akciğer kapasitesinde kalıcı ve ilerleyici kayıpların yanı sıra (KOAH, reaktif hava yolu hastalıkları, kronik öksürük) tekrarlayan üst solunum yolları hastalıklarına (kronik sinüzit, rinit) asbest ya da silika gibi diğer bir takım inorganik partiküllerinde etkisiyle de yıllar sonra akciğer kanserleri ve doku sertleşmesine bağlı solunum yetersizliklerine (interstisyel akciğer hastalıkları) yol açabilmektedir” diye konuştu.
“Enkaz bölgelerinde toz maskeleri kullanılmalı”
Prof. Dr. Ali Kutlu, enkaz işinde çalışanların mutlaka profesyonel iş güvenliğine uygun toz maskeleri kullanmaları gerektiğini ifade ederek, “Vatandaşların zorunluluk olmadıkça enkaz kaldırma alanlarına fazla yaklaşmaması, bu alanlarda bulunmak zorundaysa yüksek koruyuculuğu olan maskeler kullanması gerekmektedir. Özellikle akciğer hastalığı olan insanlarda tozlu ortamın etkisiyle normalde akciğere yerleşmesi beklenmeyen mantar gibi mikro organizmalara bağlı enfeksiyonların yanı sıra sarkoidoz gibi granülom oluşturan nadir hastalıklarda ortaya çıkabilmektedir. Özellikle küçük çocuklar atmosferde taşınan gözle görülmeyen tozların olumsuz etkilerine daha yatkındırlar. Etkilenen alanlar başta olmak üzere geniş bir alanda astım, bronşit, KOAH alevlenmeleri gibi solunum hastalıklarında artış beklenebilir” ifadelerini kullandı.
“Tozlar, atmosferde akıl almaz mesafeler kat edebilir”
Havaya karışan tozların etkilerinin sadece bulundukları alanla sınırlı olmadığını söyleyen Prof. Dr. Ali Kutlu, şu ifadelere yer verdi:
“Temel kaynakları kuzey Afrika’daki Sahra, Asya’daki Gobi ve Taklamakan çölleri olan ve okyanusları aşan bu toz bulutlarının ve taşıdıkları mikroorganizmaların insan sağlığı üzerinde rol oynadığı uzun zamandır bilinmektedir. Örneğin, Afrika’daki toz hareketlerinin en yoğun olduğu 1973 ile 1996 yılları arasında Karayipler’deki Barbados Adaları’nda astım görülme sıklığında 17 kat artış olmuş. Uydu fotoğraflarına bile yansıyan bu devasa toz hareketi Atlas Okyanusu’nu geçmekte, Karayip Adaları’nda ufku kızıla boyamaktadır. Barselona limanına soya fasulyesi getiren gemilerin yüklerini boşalttıkları günlerde şehirde soya tozu nedeniyle astım ataklarının artığı tespit edilmiştir. Atmosfere karışan tozlar özellikle olumsuz iklim şartlarında akıl almaz mesafeler kat edebilmektedir.”