FİZYOMER TERAPİA KURUCUSU UZMAN DR. TÜRKAN TÜNERİR
Eskişehir Fizyomer Terapia Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Tıp Merkezi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Türkan Tünerir, ’Ozon Tedavisi’ hakkında bilgi verdi.
Ozon tedavisinin dünyada ve tıpta günden güne çok daha önemli yer edinen bir tedavi yöntemi olduğunu söyleyen Dr. Türkan Tünerir, “Ozon tedavisi, medikal ozon gazının hastalıkları iyileştirmek veya tedaviye destek olmak amacıyla kullanılmasıdır. Ozon tedavisi önceleri diyabetik ayak yaraları ile iyileşmeyen yaralarda uygulanmış ve şaşırtıcı iyileştirme özelliğinin keşfedilmesiyle tıpta yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Dünyada ve tıpta günden güne çok daha önemli yer edinen Medikal Ozon gazı medikal ozon cihazlarında saf oksijenden üretilmektedir. Ozon tedavisi hiçbir ilacın sahip olmadığı kadar geniş bir uygulama alanına sahiptir. Yan etkisi olmayan ozon tedavisi bebeklerden yaşlılara kadar herkese uygulanabilir. Yan etkisi olmadığı gibi ilaç etkileşimi de yoktur. Bu nedenle pratik ve yararlı bir doğal tedavi yöntemidir. Ozon tedavisi alternatif bir tedavi değil, tamamlayıcı bir tedavidir” dedi.
Ozon anti-oksidan sistemini harekete geçiriyor
Bu tedavi yönteminin etkili bir detoks sistemi olduğunu ifade eden Tünerir, “Vücudumuzda gün içinde besinlerin sindirimi gibi binlerce metabolik olay gerçekleşir ve bu metabolik olaylar sonucunda yararlı elementler ile enerji üretiminin yanısıra metabolik atıklar da oluşur. Vücudumuzda biriken bu atıklar erken yaşlarda ter, idrar ve dışkı yoluyla vücuttan rahatlıkla atılabilirken, ileri yaşlarda bu atıkların atılımı kolay olmayabilir. Ayrıca sigara, ilaçlar, radyasyon, aşırı beslenme, yaşlanma ve çevre kirliliği gibi vücudumuz için zararlı çeşitli toksinler giderek artar. Vücudumuz bu oksidan toksinlere karşı ’anti-oksidan sistem’ adı verilen kendi doğal savunma sistemini kullanarak savaşır ve bu toksinleri yok etmeye, vücudumuzdan uzaklaştırmaya çalışır. Ancak bu sınırlı anti-oksidan sistemimiz ilerleyen yaş ve hastalık gibi durumlarda yeterince çalışmadığında ya da vücudumuzdaki toksin yükü fazla oluğunda toksinlerle baş edemez ve toksinler hücre ile dokularımızda birikerek hasarlar oluşturur. Sonuçta vücudumuzdaki enerji akışı engellenir ve beyinden başlarsak yorgunluk, halsizlik, huzursuzluk, depresif belirtiler, bağırsaklarda tembellik ve dışkılama bozuklukları, deride egzama, deri kuruluğu ve deri yaşlanması, eklemlerde kireçlenme ve fibromyalji adı verilen yaygın kas ağrıları gibi sorunlar ortaya çıkar. Bu enerji dağılımı onarılırsa bütün bu sorunlarda önemli seviyede iyileşme sağlanabilir. Ozon tedavisi bu iyileşmeyi sağlar. Ozon tedavisi etkili bir ’detoks’ yöntemidir” şeklinde konuştu.
Diyabet hastalığında ozon tedavisi iyileştiriyor
Ozon tedavisinin vücudun hastalıklara karşı direncini arttırdığını belirten Tünerir, konuşmasına şöyle devam etti:
”Ozon tedavisi vücudumuzun anti-oksidan sistemini uyararak ve tüm vücutta bir alarm reaksiyonuna neden olarak vücudu hastalıklar karşısında güçlendirir. Ozon uygulamasından sonra vücut bu uyarıya cevap olarak, vücudun bağışıklık hücrelerini ve diğer koruyucu özel habercileri üretir. Bunu takiben uyarılan bütün bağışıklık sistemi zincirleme bir şekilde diğer bağışıklık hücrelerini haberdar ederler ve hastalıklara karşı direnci arttırırlar. Kanda oksijen taşıyan kırmızı kan hücrelerinin, ihtiyacı olan dokulara daha fazla oksijen bırakmasına yardımcı olur. Bu sayede her tür zor iyileşen yaralar, damar tıkanıklığı ve dolaşım bozukluklarından kaynaklanan ’yeterli kanlanamama’ kaynaklı sorunların çözümünde büyük bir yardımcıdır. Ayrıca ozonun kan kolesterol, kan şekeri ve HbA1C’yi düşürücü etkileri vardır. Ozonun gerek kan hücrelerinin metabolizma artışına bağlı genel iyilik hali ve gerekse hücre yenileyici özelliğinden dolayı, hem anti-aging olarak yaşlanmanın etkilerini azaltıcı hem de fiziksel performansı arttırıcı etkilerinden dolayı, sporcularda ve iş yaşamanın getirdiği stres, zihinsel ve bedensel yorgunlukta tedavi edici olarak yaygın kullanılmaktadır.”
Ozon tedavisi nasıl uygulanır?
Tedavinin uygulanması hakkında bilgi veren Tünerir, “Ozon tedavisi, yararları bilimsel olarak yüzlerce çalışmayla kanıtlanmış etkili bir yöntemdir. Ozon terapinin en önemli özelliği, hastaya ve hastalığa özgü olmak üzere vücuda farklı yollarla ve farklı dozlarda verilebilmesidir. Ozon vücuda farklı yöntemlerle uygulanmaktadır. Major yöntem, ozon uygulamasının en yaygın şeklidir. Hastadan kan alınarak, dozu belirlenmiş ozonla karıştırıldıktan sonra tekrar kişiye geri verilmesi şeklinde uygulanır. Minor yöntem, hastadan alınan kan, belirlenmiş dozda ozonla karıştırılarak kas içine enjekte edilir. Subkutan’da Belirlenmiş doz ve hacimdeki ozon gazı ince uçlu bir iğne ile cilt altına enjekte edilir. Vücut boşluklarına ozon gazı verilmesi, Rektal (Makat) yoluyla, vajinal ve kulak yoluna püskürtme ile yapılır. Eklem içine ozon gazı verilmesi, eklem rahatsızlıklarında uygun bir iğne ile belirli dozda ozon gazının eklem içine verilmesidir. Ozonlanmış ürünlerin kullanılması, ozonlu su, ozonlu yağ gibi ozonlanmış sıvıların haricen sürülmesi şeklinde uygulanır. Ozon sauna uygulamaları, transdermal ve ısı artırarak, cildin nemlendirilmesi sonucunda buharlı bir ortamda tüm cilde ozon emdirilmesi yöntemidir. Bu uygulamalardan biri veya birkaçı hastaya veya hastalığa göre seçilerek uygulanır“ diye konuştu.