Bizler,
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin millet sosyolojisini oluşturan, temel değerleri din, tarih, millî şuur ve millet kimliğinin dinle olan ilişkisi üzerinden şekillenmiş olan, yüzde doksanı aşan büyük çoğunluğa sesleniyoruz.
Bugün karşımızda duran tehdit; yalnızca bir siyasi mesele, bir seçim tartışması ya da bir kadro meselesi değildir. Bu; Türkiye’nin ruhuna, kimliğine, tarihsel mirasına ve bağımsızlığına dönük çok derin, çok karanlık ve çok kapsamlı bir projedir.
2013’ten bu yana sistematik şekilde hedef alınan lider Recep Tayyip Erdoğan sonrasında, Suriye’de baba-oğul diktatörlüğünün ürünü olan ve İslam düşmanlığını merkezine alan rejim modelinin, şimdi Türkiye’ye taşınmak istendiğini görüyoruz. Bu, Osmanlı’nın dağılmasından sonra bölgede kurulan seküler, İslam karşıtı, tasfiye odaklı yapıların daha sert, daha sinsice planlanmış bir versiyonudur.
Tehlike Büyüyor!
Bugün bu projeye figüranlık edenler arasında; •“Milli Görüş’ün mirasçılarıyız” diyen ama Atlantik ötesi planlara sessiz kalan yöneticiler, •“Muhafazakârız” deyip Batılı planlara yatırım yapan lobiler, “Erdoğan gitsin de Türkiye ne olursa olsun” diyen kirli ittifaklar vardır. Amerikan raporlarında dahi açıkça yer alan bu plan, Türkiye’yi: •Parçalanmış bir devlete, •Bölünmüş bir millete, •Anadolu’dan tasfiye edilmiş Hanif Türkler’siz bir coğrafyaya dönüştürmek istemektedir.
Bu bir iddia değil, bugün sokak eylemleriyle, siyasi yatırımlarla ve STK görünümlü yapılarla hayata geçirilmeye çalışılan bir gerçekliktir.
Sorumluluğunuz Büyük, Sessizliğiniz Daha da Büyük! Ey Saadet Partisi, Yeniden Refah Partisi ve dava mirasının omuzlarınızda olduğunu iddia edenler! Soruyoruz: •Bu büyük oyuna karşı neden sessizsiniz? •“Erdoğan gitsin de sonrası ne olursa olsun” diyenlerin safında mısınız? •Yoksa siz de garanti aldınız da, projenin siyasi aktörlerine yatırım mı yapıyorsunuz?
Aynı şekilde, İstanbul’da ve diğer şehirlerde muhafazakârlık kisvesiyle kurulmuş birçok STK’nın da bugün bu tehdide karşı en çok konuşması gereken vakitte neden sustuğunu merak ediyoruz.
Uyarıyoruz! Biz her şeyin farkındayız! •15 Temmuz sonrasında kendini kurtaran ama içeride sessizce devleti zayıflatmaya çalışanları, •Eski Cumhurbaşkanı’yla paralel yürüyenleri, •Ekrem İmamoğlu projesine “evet” diyenleri, •Bir yandan Cumhurbaşkanı’nın yanında gibi görünen, diğer yandan “Erdoğan sonrası” için pozisyon alanları, •Ve özellikle servetine servet katan, güç devşiren lobileri biliyoruz!
Şimdi Vakit: Bu milletin iradesini, kimliğini ve ruh kökünü hedef alan bu sinsi plana karşı ya dimdik duracağız ya da tarihin çöplüğüne gömüleceğiz.
Bu manifesto, milletten yana olan herkese bir çağrıdır: Tarihi, vatanı ve imanı hedef alan bu projeye karşı susmak ihanettir. Mücadele etmeyen, ortak olur!