İSTANBUL GELİŞİM ÜNİVERSİTESİ SANAT VE TASARIM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (SATMER), 9 EKİM’DE KAPILARINI SANATSEVERLERE AÇTI.
İstanbul Gelişim Üniversitesi Sanat ve Tasarım Uygulama ve Araştırma Merkezi (SATMER), 9 Ekim’de kapılarını sanatseverlere açtı. Sanata verdiği önemi her fırsatta vurgulayan İGÜ Rektörü Prof. Dr. Bahri Şahin’in katılımıyla gerçekleşen merkezin açılışında SATMER Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Günay’ın 3 seriden oluşan eserlerinin yer aldığı özel sergi yoğun ilgi gördü.
İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ), bünyesinde kurulan Sanat ve Tasarım Uygulama ve Araştırma Merkezi (SATMER) sayesinde ulusal ve küresel çapta sanat camiasıyla iletişimini güçlendirerek geleceğin sanatçılarına ışık tutmayı hedefliyor. Sanayi-üniversite iş birliği kapsamında sanatı sanayiye doğru yaygınlaştıracak projelerin planlandığı SATMER’in açılışında; üç farklı teknik seriden oluşan ve 50 eserin yer aldığı özel sergi dikkat çekti.
Üniversite-sanayi iş birliği kapsamında projeler gerçekleştirilecek
Serginin ilk serisinde, ünlü sanatçıların eserlerinin modern yorumlar katılarak yeniden üretilmesi ve reklam konseptine uyarlanmasına ait 20 adet eserin yer aldığını belirten Mustafa Günay, “Bu seride Leonardo Da Vinci, Van Gogh, Michalengelo, Henri Matisse, Johennes Vermeer, Hoca Ali Rıza ve Osman Hamdibey gibi ünlü sanatçıların eserleri modern yorumlar katılarak yeniden üretilmiş çeşitli markalarla film ve etkinlik afiş reklam konseptine dönüştürülüp sanat-sanayi iş birliği kapsamında projelendirilerek ilgili firmalar ile reklam konseptine çevrildi. İstanbul Gelişim Üniversitesi bünyesinde açılan Sanat ve Tasarım Uygulama ve Araştırma Merkezi (SATMER) tarafından üniversite-sanayi iş birliği kapsamında çeşitli firmalarla projeler gerçekleştirilmesi planlanıyor” dedi.
Sergi kapsamında yer alan diğer iki serinin ise portre çalışmalarından oluştuğunu aktaran Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Günay, “Serilerden biri karakalem diğeri ise dijital illüstrasyon olarak üretildi. Dünyanın birçok kültürüne ait yaşlı insan portrelerinden oluşan karakalem serisinde; yaşamın ve yaşanmışlıkların insan yüzüne yansıması anlatılmak isteniyor. Yaşam içerisinde yaşanan zorlukların, sıkıntıların, mutluluk ve mutsuzlukların zaman geçtikçe insan yüzünde oluşturduğu izler ve yansımalar anlatılıyor. Yaşam içerisindeki hayat karmaşasının beyinsel yansımalarının anlatıldığı dijital portre çalışmalarından oluşan seride ise çeşitli grafik programları kullanılarak illüstratif bir şekilde oluşturuldu” şeklinde konuştu.