SON 10 YIL İÇERİSİNDE KARACİĞER NAKLİ OLARAK HAYTALARINA İKİNCİ KEZ KAVUŞAN ÇOCUKLAR, İZMİR KENT HASTANESİNDE BULUŞARAK SAĞLIK KONTROLÜNDEN GEÇTİ. HEM SAĞLIK HEM DE OKUL KARNELERİ ‘PEKİYİ’ OLAN ÇOCUKLAR, PASTA KESEREK KUTLAMA YAPTI.
Geçen cuma karne sevinci yaşayan karaciğer nakilli çocuklar, sevinçlerine sağlık karnelerini de ekledi. Son 10 yıl içerisinde karaciğer nakli olarak haytalarına ikinci kez kavuşan çocuklar, İzmir Kent Hastanesinde buluşarak sağlık kontrolünden geçti. Hem sağlık hem de okul karneleri ‘pekiyi’ olan çocuklar, pasta keserek kutlama yaptı.
Son 10 yıl içerisinde canlı verici üzerinden karaciğer nakli olan çocuklar, İzmir Kent Hastanesine gelerek sağlık kontrolünden geçti. Okul karnelerindeki başarıyı sağlıklarında da gösteren çocuklar, kendilerini sağlıklarını kavuşturan hekimlerden sağlık karnesi aldı. Pasta kesilerek kutlama yapılan etkinlikte, hem yaşama tutunan çocukların sevincine ortak olundu hem de organ bağışının önemi vurgulandı. Türkiye’nin organ bağışında önde gelen ülkelerden olduğunu vurgulayan uzmanlar, kadavra naklinin daha da artması gerektiğini, bu şekilde hastaların yaşamlarına ve ailelerine hızlıca kavuşabileceklerini dile getirdi.
“İkinci hayata başladı”
Düzenlenen etkinliğe katılan Ahmet Kuzey Araboğa ve Mustafa Solak, hem sağlık hem de okul karnelerinin ‘pekiyi’ gelmesinden dolayı mutlu olduklarını söyledi. Wilson hastalığı nedeniyle nakil olan 9 yaşındaki Melek Kaymaz; sağlıklı, heyecanlı ve mutlu olduğunu aktarırken, Kaymaz’ın babası Yaşar Kaymaz da “Ameliyat öncesinde çok zorlu süreçler geçirdik. Hastalığın son döneminde göbek şişmesi, toprak yeme ve istifra gibi problemler yaşamaya başladık. Bu nedenle hastaneye başvurduğumuzda, vücuttan bakırın atılamamasından kaynaklanan Wilson hastalığına sahip olduğunu öğrendik. Bu hastalık ileriki zamanlarda siroza çevrildi. Anneden karaciğer nakli yapılmasının üzerinden 4 sene geçti. Sağlık durumumuz güzel. Bugün hem hayat karnesi aldı, hem de okul karnesi aldı. Hayata ikinci tutunuşu oldu. Annesi olmasaydı her şey çok daha farklı olabilirdi” dedi. Anne Nursel Taş Kaymaz ise “Wilson teşhisi konulmadan öncesinde hep üşütüyordu. Önceleri anlayamamıştık. Her şey bir anda oldu. Kendimizi 2 hafta içerisinde nakilde bulduk. Hastalığı öğrenmemizle ameliyata girmemiz bir oldu. Kızım adeta ikinci bir hayata başladı. Sağlığı çok iyi. İnşallah böyle devam edeceğiz” diye konuştu.
Fedakar anneden organ bağışı vurgusu
Küçük hasta Deniz Bilgiç derslerinin ve sağlık karnesini pekiyi olduğunu vurgulayarak çok mutlu olduğunu dile getirirken, annesi İlknur Bilgiç de “Deniz’in doğuştan safra kesesi ve safra yolu yoktu. Nakil için yaklaşık 2.5 ay kadavra nakli bekledik ancak organ bağışı çok az olduğundan nakli gerçekleştiremedik. Süreç sonunda benden nakil yapıldı. Her karne aldığımızda sevincimizi doktorlarımızla paylaşmak için geliyoruz. Çünkü onlar sayesinden hayata tutundu. Çok zorlu mücadeleler gerektiren bir süreçti. Bugünü gördüğümüz için çok mutluyuz. Bu süreci yaşamadan önce de organlarımı bağışlamıştım ancak 2.5 ay kadavra listesinde beklemenin verdiği çaresizliği yaşamak, organ bağısının önemini bana gösterdi. Her bağışladığınız organ yeni bir hayatın filizlenmesine vesile oluyor” sözleriyle organ bağışının önemine vurgu yaptı.
“Kızıma karaciğerimi veremeseydim, kendimi asla affetmezdim”
Karaciğer nakli ile hayata tutunan 11 yaşındaki İnci Baykal, “Karaciğerim fonksiyonlarını yerine getirmediği için 10 yıl önce bu hastanede annemden karaciğer nakli oldum. Annem bana karaciğerinin yarısını verdi. İnternette annemin benimle ilgili dile getirdiklerini okuma fırsatı bulduğumda ‘Kızıma karaciğerimi veremeseydim, kendimi asla affetmezdim’ sözlerini kullandığını gördüm. Annemin bu sözleri beni gerçekten çok mutlu etti. Çocuklara ve yetişkinlere ikinci bir hayat verebilmek için herkesin organ ve kan bağışı yapmaları gerektiğini düşünüyorum. Her insanın çok sağlıklı ve mutlu olmasını istiyorum. Şimdi bir elimde okul karnem var, bir elimde de sağlık karnem var” dedi.
“Organlarınızı bağışlayın”
İnci’nin annesi Kadın Doğum Uzmanı Op. Dr. Bahar Baykal, “İnci ameliyat olalı 10 yıl oluyor. Teşhis konduğunda İnci 7.5 aylıktı. Yeni doğum yapmıştım ve bir yandan kendimi toparlarken bir yandan da İnci’nin salığına kavuşmasını sağlamaya çalışıyorduk. İnişli çıkışlı, zorlu bir süreçti. Sürecin başlangıcında neler olacağını bilmiyorduk. Bizi neler bekliyor, habersizdik. Ancak organ bağışları ve işini başarıyla yapan organ nakil merkezleri sayesinde, İnci hayatına yaşıtlarından geride kalmadan devam edebiliyor. Sağlık karnemiz pekiyi, bu nedenle çok mutluyuz. Bir cerrah olarak söyleyebilirim ki bebek nakilleri çok zorlu süreçlerdir. Eğer bugün çocuklar güle oynaya kontrollerini yaptırıyorsa bu Türk sağlık sisteminin, hekimlerimizin ve hekimlerimizi yetiştiren sistemlerin iyiliğinden kaynaklanıyor. Ülkemizde canlı nakiller çok fazla ancak kadavra nakillerinin de artması gerektiğini düşünüyorum. Herkes Türk sağlık sistemine ve hekimlere güvenerek organlarını bağışlamalı” ifadelerini kullandı.
Şifa için Azerbaycan’dan Türkiye’ye geldi
Azerbaycan’dan Türkiye’ye şifa bulmak için gelen 15 yaşındaki Melek Bulut, 5 yaşında annesinden karaciğer nakli olduğunu belirtti. Bulut, “Anneme çok teşekkür ediyorum. Eğer o bana karaciğerini bağışlamasaydı ben bugün sizinle konuşuyor olmazdım. Herkesin organ bağışlamasını ve ikinci bir hayat için bekleyen hastaları sağlıklarına kavuşturmalarını istiyorum” sözlerine yer verdi. Anne İlahe Bulut da şunları söyledi: “Kızıma karaciğerimi verdiğim için çok mutluyum. Durumumuz iyi olmamasına rağmen bu hastane 2.5 ay boyunca kapılarını bize açtı ve kızımın tedavisini yaptılar. Bütün hekimlere çok teşekkür ediyorum.”
“Sağlık karneleri çok iyi”
İzmir Kent Hastanesi Karaciğer Nakli ve Hepatobiliyer Cerrahi Bölümü Kurucu Başkanı Prof. Dr. Murat Kılıç şu değerlendirmede bulundu: “Karaciğer nakli olmuş olan eski hastalarımız okula gidip karnelerini aldılar ve karnelerini bize getirdiler. Bizim için de çok mutlu bir gün. Aralarında 10 yıl öncesinde nakil yaptığımız çocuklar da var. Bu çocuklar nakil sonrasında normal hayatlarına kavuşuyorlar. İnşallah ortaokul, lise ve üniversiteyi bitirdiklerini de göreceğiz. Çocukları sağlıklı görmek bizi çok mutlu ediyor. Aynı zamanda kontrollerini de bugüne denk getirdik. Sağlık karneleri çok iyi. Karaciğer nakli çok önemli bir ameliyat. Olmadığı takdirde hastanın kaybı söz konusu ve böbrekte olduğu gibi diyaliz mümkün değil. Karaciğer nakli acil bir ameliyat ve hızlı olması gerekiyor. Yüzde 80-90 oranında aileler verici oluyor. Bizdeki aile bağları da oldukça kıymetli. Anne baba olmazsa diğer akrabalardan verici mutlaka bulunuyor. Türkiye, organ naklinde dünyanın en iyi ülkelerinden biri ve bize yurt dışından gelen çok hasta var.”