KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM UZMANI PERİTATOLOG PROF. DR. SELAHATTİN KUMRU, GEBELİK SÜRECİNDE KARŞILAŞILABİLECEK RİSKLER, ÖZELLİKLE HİPERTANSİYON, DİYABET, BÖBREK HASTALIKLARI VE SİSTEMİK BAĞ DOKUSU HASTALIĞI GİBİ SAĞLIK SORUNLARINA SAHİP OLAN ANNE ADAYLARI İÇİN DAHA DA ARTABİLECEĞİNİ SÖYLEDİ.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Peritatolog Prof. Dr. Selahattin Kumru, gebelik sürecinde karşılaşılabilecek riskler, özellikle hipertansiyon, diyabet, böbrek hastalıkları ve sistemik bağ dokusu hastalığı gibi sağlık sorunlarına sahip olan anne adayları için daha da artabileceğini söyledi.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Peritatolog Prof. Dr. Selahattin Kumru, önleyici tedbirlerin, bebeğin eşinin (plasenta) gelişimini tamamlamadan önce yapılmasının büyük önem taşıdığını, önleyici yaklaşımların erken gebelik haftalarında başlanmasının başarıyı etkilediğini belirterek, anne adayı ya da anne olmayı düşünen kadınlara önerilerde bulundu. Kumru, hastalığın seyrini, “Preeklampsi gebeliğin ikinci yarısında yani 20. haftasından sonra ortaya çıkan hem anne hem de bebeğin hayatını riske atan bir hastalık. 100 yıldan daha uzun bir süredir bilinmesine rağmen neden oluştuğu tam olarak ortaya konulabilmiş değil. Ancak preeklampsi oluşmasında bebeğin eşinin (plasenta) rahim duvarına yerleşiminin normalden daha kötü olduğu durumlarda gözlemlendiği kanıtlanmıştır. Bu durum da, annenin vücudundaki bütün damarlarda oluşan sorunu, annenin bütün organlarını (beyin, akciğer, kalp, karaciğer, böbrek) tehdit eden bir sistemik hastalık haline getirmektedir” şeklinde ifade etti.
“Önleyici tedbirler önemli, aksi halde hayati risk söz konusu”
Prof. Dr. Selahattin Kumru, özellikle hipertansiyon, diyabet, böbrek hastalıkları ve sistemik bağ dokusu hastalığı gibi sağlık sorunlarına sahip olan anne adayları için riskin daha büyük olduğunu belirterek, “Bu nedenle, gebelik düşünen kadınlar bu riskleri dikkate almalı ve sağlık uzmanlarıyla işbirliği içinde olmalıdır. Önleyici yaklasım bu noktada son derece önemli. Aksi halde gebelik ilerledikten sonra hem bebek hem anne için hayati risk söz konusu olabilmektedir” dedi.
“Gebelik zehirlenmesi bütün sistemleri etkiler”
Kumru, anneye ait bütün damarlarda hasar oluşturması nedeniyle damar dışına sıvı sızmasının, anneye ait bütün sistemleri etkilediğini belirterek, beyinde damar dışına sıvı sızmasının beyin ödemine neden olduğunu, bu nedenle de annede baş ağrısı, görme bozuklukları (bulanık görme, gözünün önünden ışıklı cisimler geçmesi, görme alanında kayıp siyah kısımlar) kafa içi basıncı artışı nedeniyle kusmalar, daha ileri aşamalarda beynin tüm fonksiyonlarında etkilenmenin sonucu olarak şuur kaybı, havale geçirme (eklampsi) ve kasılmalar ortaya çıkabileceğini söyledi. Kumru, “Eklampsi (şuur kaybı, kasılmalar) durumunda annenin ağızdaki tükürük vb. materyalin akciğere kaçması nedeniyle akciğer hasarı gibi ciddi tablolar ortaya çıkabilir. Preeklampsi olgularında akciğerde de ödem ortaya çıkarak akciğer fonksiyonlarının bozulmasına neden olmakta, anne oksijeni alıp karbondioksiti veremediği için solunum açlığı çekmekte, yüz rengi siyahlaşmakta ve metabolik durumu kötüleşmektedir” dedi.
Kumru, bu tür sikayeti olanların gebe kalmadan once mutlaka bir kadın doğum uzmanına ya da perinatoloji uzmanına başvurmasının gerektiği konusunda uyardı.