KAHRAMANMARAŞ MERKEZLİ MEYDANA GELEN DEPREMLERE MALATYA’DA YAKALANAN HİLAL VE İHSAN COŞKUN ÇİFTİNİN ÜÇÜZ KIZLARI 7 YAŞINDAKİ İKRA NUR, ERVA NUR, MEYRA NUR EĞİTİMLERİNE AİLELERİYLE BİRLİKTE GELDİKLERİ ISPARTA’DA DEVAM EDİYOR.
Malatya’dan Isparta’ya gelen depremzede üçüz kardeşler İkra, Erva ve Meyra depremin izlerini Isparta’da eğitim gördükleri yeni okullarında silmeye çalışıyor.
Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremlere Malatya’da yakalanan Hilal ve İhsan Coşkun çiftinin üçüz kızları 7 yaşındaki İkra Nur, Erva Nur, Meyra Nur eğitimlerine aileleriyle birlikte geldikleri Isparta’da devam ediyor. Isparta Şehit Ferhat Çiftçi İlkokulunda birinci sınıf eğitimine başlayan üçüz kardeşler yeni okullarına ve arkadaşlarına adapte olup depremi unutmaya çalışıyor. Üçüz kızlarının okullarına adapte olması konusunda çok fazla ilgi gördüklerini söyleyen anne Hilal Coşkun “Depremden sonra on gün kadar Malatya’da kaldık. Çocukların çok etkilendiğini görünce Isparta’ya geldik. KYK yurdunda kalıyoruz. Üçüzlerimiz birinci sınıfa başladı alışma dönemindeler. Yarım dönem Malatya’da eğitim gördükten sonra adapte olamadılar çok fazla ama sağolsun okulumuz çok ilgileniyor. Kızlarımdan birisi biraz sıkıntı yaşıyor ama diğer ikisi seviyorlar okula devamlı olarak gidip geliyorlar. Durumları şu an olarak iyi ama depremin etkisini hala atamadılar üzerlerinden. Burayı seviyorlar Malatya’ya dönmek istemiyorlardı ama ’arkadaşlarımızı özledik’ “arkadaşlarımızla aynı ortamda olmak istiyoruz” diyorlar. Buradaki öğretmenlerini de seviyorlar ama kendi öğretmenlerini istiyorlar. Oyunlarında ya da kitap okurken deprem geçtiği anda aynı şeyleri yaşayacak hisse kapılıyorlar” dedi.
Deprem anında çocukları ile yaşadıklarını anlatan baba İhsan Coşkun ise “Sabah 4.17 de deprem olduğu zaman bir anne baba olarak ilk akla gelen çocuklar. Çocukların odasına koştuk onları bazaların arasına aldık. Orada beklemeye başladık. Deprem çok şiddetliydi. Depremi 45 saniyelik iki deprem gibi düşünebilirsiniz. Birinci deprem oldu sonra yavaşlamaya başladı ardından ikinci deprem hızlı bir şekilde oldu. Kolonlardan duvarlardan sürekli ses geliyordu. Gittik dedik Kelime-i Şehadet getirdik bekledik. Sonrasında dışarı çıktık zaten tabi o sürede çocuklar inanılmaz korkmuşlardı. O gün ikinci dönemin ilk günüydü aşırı kar yağışından dolayı tatil edildi okullar ve dışarısı soğuktu zaten. Belli bir süre sonra aceleyle çıktığımız için çok hızlı bir şekilde tekrar içeriye girmek zorunda kaldık. Çocukların montlarını aldık ve dışarıda beklemeye devam ettik. Birkaç gün arabada kaldık yeme ve içme noktasında zorlandık çünkü büyük bir alanda deprem olmuştu. İkinci günden itibaren hamdolsun devletimizden, milletimizden, sivil toplum kuruluşlarından su, çorba ve battaniye yardımları gelmeye başladı. Hava inanılmaz soğuktu biz şanslıydık arabamız vardı arabada kalıyorduk” şeklinde konuştu.
İkinci günün sonunda üçüz kızları ile birlikte köy evlerine yerleştiğini dile getiren baba, “Çocukları oraya götürdük köy evi de sürekli sallanıyordu. Malatya sürekli sallantı halindeydi. On beş gün orada kaldık. Malatya’dan çıktığımız zaman orayı boş bırakmış gibi hissettik, kendimizde eksiklik hissediyorduk. O süre zarfında gündüzleri Kızılay’a, AFAD’a, kaymakamlığa gidip sürekli bir yardım, erzak dağıtımı, çadır dağıtımı yardımında bulunuyorduk ki vicdanen kendimizi rahatlatalım. Akşam eve geldiğim zaman çocuklar bana baba deprem oldu korktuk gibi cümleler kuruyorlardı. Bir gün gece yine iki, üç gibi bir sallantı oldu dışarı çıktık çocuklar aşırı derecede korkmuşlardı ağlamaya başladılar. Bunun üzerine eşimle birlikte çocuklar için Malatya dışına çıkalım dedim. İlk önce Antalya’ya gittik oradan sonra Isparta’ya geldik. Hamdolsun yerimiz gerçekten iyi” şeklinde konuştu.
“Çocuklar, ben enkaz altında kalayım sizde beni kurtarın gibi” oyunlar oynamaya başladı”
Isparta’da bulundukları süre içerisinde Malatya’ya dönmeyi düşündüklerini belirten baba İhsan Coşkun “Sonrasında 5.6 şiddetinde bir deprem oldu orada bir arkadaşım vefat etti bir arkadaşım ağır yaralı ondan dolayı vazgeçtik. Yakın zamanda birkaç gün içerisinde dönmeyi düşündük fakat şunu fark ettik. Birkaç kere oyun oynarken ard arda “sen anne ol, ben baba olayım, çocuk olayım, ben enkaz altında kalayım siz de beni kurtarın gibi” oyunlar oynamaya başlayınca biraz daha duralım dedik. Bu süreçte Şehit Ferhat Çiftçi İlkokuluna yazdırdık. Burada hem idareci arkadaşlar, hem de öğretmenler çok ilgililer. Rehabilite açısından çok yardımcı oldular çok faydaları oldu. Allah kendilerinden razı olsun. Rabbim devletimizden milletimizden razı olsun bir daha yaşatmasın” dedi.