YAŞAR FATİH ESKİKAMBUR, “AMACIMIZ VATANDAŞLARIMIZA YARDIMCI OLABİLMEK, SÖYLEYEMEDİKLERİNİ, DİLE GETİREMEDİKLERİNİ ÇEVİRİ YAPIP HEM ADLİ MEMURUMUZUN ANLAMASINI SAĞLAYABİLMEK HEM DE VATANDAŞLARIMIZIN DERDİNİ ANLATABİLMEK. BUNUN YANINDA ZATEN CÜZİ MİKTARLARDA PARA ALIP BUNUNLA EVİMİZİ GEÇİNDİRMEYE ÇALIŞIYORUZ. BURADA Kİ TEK SIKINTIMIZ, BİLİYORSUNUZ ADANA SICAKLARI ÇOK SICAK OLUYOR, TOZ, TOPRAK, KIŞIN YAĞMUR, ÇAMUR GİBİ SORUNLAR NEDENİYLE SOKAKLARDA REZİL OLUYORUZ. YETKİLİLERDEN TEK İSTEĞİMİZ BİZ DİLEKÇE YAZARLARINA DA KAPALI BİR ALAN VERİLMESİ, HEM BURADA Kİ GÖRÜNTÜ KİRLİLİĞİNİ DE ORTADAN KALDIRMIŞ OLURUZ” DEDİ.
ADANA (İHA) – Adana Adalet Sarayı önünde arzuhalcilik yapan Yaşar Fatih Eskikambur, teknoloji ve yapay zekaya meydan okuyarak halen daktilo ile dilekçe yazıyor. Eskikambur, “Çocuklarım daktilo ile dilekçe yazmaya başlayınca uyuyorlardı. Ben çocuklarımı daktilo sesi ile uyutup büyüttüm” dedi.
Günümüzde hızla gelişen teknoloji dünyasında, dijitalleşme her alanda büyük bir ivme kazandı. Her şeyin bilgisayar ve yapay zeka ile yapıldığı şu günlerde Adana Adalet Sarayı önündeki birkaç arzuhalci halen daktilo ile dilekçe yazarak hem teknolojiye meydan okuyor hem de ekmek parası kazanıyor.
Her sabah 07.30’da adliyenin önüne gelen arzuhalciler, yanlarında getirip kurdukları küçük masalarında, daktiloyla yılların tecrübesini birleştirip insanlara hizmet vermeye devam ediyor. Birçok yerde antika olarak vitrinlere konan daktilo, Adana Adalet Sarayı önünde bazı vatandaşların geçim kaynağı oluyor.
“İlk amacımız vatandaşlarımıza yardımcı olabilmek“
20 yıldır Adana Adalet Sarayı önünde daktilo ile dilekçe yazan Yaşar Fatih Eskikambur, çok sevdiği daktilosunu bırakamadığını anlatarak, “Amacımız vatandaşlarımıza yardımcı olabilmek. Bunun yanında zaten cüzi miktarlarda para alıp evimizi geçindirmeye çalışıyoruz. Burada ki tek sıkıntımız hava sıcaklığı. Bir yerimiz yok. Yol kenarında yazın toz, toprak, kışın ise yağmur, çamur gibi sorunlar nedeniyle rezil oluyoruz. Yetkililerden tek isteğimiz biz dilekçe yazarlarına da kapalı bir alan verilmesi, hem burada ki görüntü kirliliğini de ortadan kaldırmış oluruz” dedi.
“Daktilonun sesi insanlara müzik gibi geliyor”
Müşterilerinin daktilo sesini çok sevdiğini ifade eden Eskikambur, “Buraya gelen vatandaşların çoğu daktilo ile dilekçesini yazdırıyorlar. Daktilonun sesi müzik gibi geliyor insanlara. Aynı zamanda çocuklarımı da daktilo sesi müzik gibi gelirdi. Çocuklarımı daktilo sesi ile büyüttüm. Şarkı söylerdim uyumazlardı, daktiloda dilekçe yazmaya başladığımda uyurlardı. Bana göre şu teknoloji çağında daktilonun kullanılması bir nostaljidir. Zaten çok yüksek bir ücrette almıyoruz. Bir dilekçe yazımı bizde 100 liradan başlıyor” diye konuştu.
“Yapay zeka insan zekasına yetişemez”
Yapay zekanın insanlar tarafından üretildiğine dikkat çeken Eskikambur, dilekçe yazımında yapay zekayı kullananların hata yaptığını anlatarak şunları söyledi:
“İnsanların ürettiği bir yapay zeka, insanları nasıl geçecek. Ne olursa olsun dilekçeciye ihtiyaç var. Yapay zeka ile hazırladığın dilekçeyi mahkemeye götürürsün orada ki memur ben bunu anlamadım bunu bana açıkla diyebilir. Yapay zeka insan zekasına yetişemez. Kendin bunu icat ettin, senin icat ettiğin şey nasıl senden daha iyi olsun.”
Dilekçe yazdıran Atilla Yılmaz ise daktilo ile çalışanların emeğinin büyük olduğunu belirterek, “Normalde bilgisayar ile yazdırırdım dilekçemi ama burada insanların ekmek peşinde. O nedenle gelip burada yazdırdım dilekçemi” diye konuştu.