KAHRAMANMARAŞ MERKEZLİ DEPREMİN ARDINDAN UZUN BİR SÜRE EĞİTİMDEN UZAK KALAN DEPREM BÖLGESİNDEKİ ÖĞRENCİLERİN İMDADINA BİLİM ATEŞBÖCEĞİ TIRI YETİŞTİ. DEPREMDE EN BÜYÜK HASAR ALAN İLLERDEN BİRİ OLAN ADIYAMAN’DAKİ ÇADIR VE KONTEYNER KENTLERİ GEZEN TIR SAYESİNDE ÇOCUKLARIN BİLİMSEL DENEYLERİN YANI SIRA, YOGA, RESİM, OYUN VE DANSLARLA ÇOCUKLARIN STRESTEN UZAK VAKİT GEÇİRMELERİ SAĞLANDI.
Kahramanmaraş merkezli depremin ardından uzun bir süre eğitimden uzak kalan deprem bölgesindeki öğrencilerin imdadına Bilim Ateşböceği tırı yetişti. Depremde en büyük hasar alan illerden biri olan Adıyaman’daki çadır ve konteyner kentleri gezen tır sayesinde çocukların bilimsel deneylerin yanı sıra, yoga, resim, oyun ve danslarla çocukların stresten uzak vakit geçirmeleri sağlandı.
Türkiye tarihinin en büyük depremlerini art arda yaşayan ve 13 milyon insanın etkilendiği Güneydoğu depremleri, en çok da çocukları olumsuz etkiledi. Yüz binlerce çocuk, çadır ve konteyner kentlerde, yaklaşık 7 aylık süreyi eğitimden uzak geçirmek durumunda kaldı. “Eğitimde fırsat eşitliği” misyonuyla geçtiğimiz yıl Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) ile ilköğretim okulları için “Bilim Ateşböceği Tırı” projesini başlatan IMCD, bu yıl depremzede çocuklara buluştu. Depremlerin ikinci haftasında hızla bölgeye ulaşan Bilim Ateşböceği tırı Eylül ayı sonuna kadar 7 – 14 yaş arasındaki çocuklara bilimi sevdirmek için çalıştı.
Dünyanın önde gelen özel kimyasallar ve bileşenleri distribütör şirketi olan IMCD’nin Cumhuriyetin 100. yılında eğitimde fırsat eşitliği için oluşturduğu Bilim Ateşböceği tırı, depremin ikinci haftasında bölgede en büyük hasarı alan illerden biri olan Adıyaman’daki çocuklar için yola çıktı. Tırda, 7 ay boyunca çocukların bilimsel deneylerin yanı sıra, yoga, resim, oyun ve danslarla stresten uzak vakit geçirmelerine destek olundu. Öte yandan, IMCD’nin geçtiğimiz yıl Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı ile başlattığı proje çerçevesinde bugüne kadar 2 bin çocuk bilimle tanıştı.
Depremzede çocukları bilimle buluşturduk
Bilim Ateşböceği tırını depremlerden en fazla etkilenen bölgelere götürmeyi uygun bulduklarını kaydeden IMCD Türkiye Genel Müdürü Aylin Zakuto, “Özellikle okulların kapalı olduğu dönemde çocukların eğitimden uzak kalmaması ve olabildiğince keyifli vakit geçirmesinin, deprem travmasını daha kolay atlatmalarına yardımcı olacağını düşündük. Yedi ay boyunca Adıyaman bölgesindeki çadır kentleri dolaşan Bilim Ateşböceği tırımız, çocuklarla deneyler yaparak öğrenmeyi eğlenceli hale getirmeye çalıştı. Ayrıca, yoga, resim, oyunlar ve dans gibi etkinliklerle çocukların stresle başa çıkmasına da destek oldu” dedi. Bilim Ateşböceği tırının, geçtiğimiz yıl Marmara ve Ege bölgelerindeki laboratuvarı olmayan öğrencilerle buluştuğunu kaydeden Zakuto, “Ancak depremle birlikte 2023 yılında odağımızı hızla Güneydoğu Anadolu’ya çevirdik. Çünkü bu bölgede ihtiyaç çok büyüktü” diye konuştu.
Gelecek hedef Karadeniz Bölgesi’ndeki okullar
Yola çıkış amaçlarını ‘Eğitimde gerçek anlamda fırsat eşitliği oluşturmak’ olarak özetleyen Zakuto, “IMCD olarak faaliyet gösterdiğimiz her ülkede ekonomik olduğu kadar toplumsal kalkınmaya katkı sağlamaya önem veriyoruz. Türkiye’de başlattığımız eğitim projesi ’Bilim Ateşböceği Tırı’ da önemli bir ihtiyaca cevap veriyor. Bize göre, her çocuk eğitim hayatını eşit şartlarda sürdürebilmeli. Bu felsefeden hareketle pandemide TEGV ile iş birliğine gittik ve imkanları kısıtlı olan çocukların dersleri takip etmelerini sağlamak üzere tablet bağışı yaptık. Geçtiğimiz yıl ise Bilim Ateşböceği Tırı projesine destek olarak, laboratuvarı olmayan köy okulları ve oradaki çocukları bilimle tanıştırmak için yola çıktık. Bu yıl depremler nedeniyle okullarından uzak kalan çocuklara 7 ay boyunca hizmet verdik. Bir sonraki adımda hedefimiz Karadeniz Bölgesi’ndeki okullar. Projemiz uzun soluklu olsun istiyoruz. Amacımız bilimi çocuklara daha fazla sevdirmek. Çünkü IMCD, bilimi temel alarak faaliyetlerini geliştiren bir şirket. Bu nedenle çocuklara bilimin laboratuvarlarda, tüplerin içinde değil günlük hayatımızın içinde olduğunu interaktif bir biçimde anlatmak istiyoruz. Bilim insanı olmanın birinci kuralının merak ve sorgulama olduğunu öğretirsek, geleceğin bilim insanlarının ilk tohumlarını da atmış oluruz” şeklinde konuştu.