BAŞAKŞEHİR ÇAM VE SAKURA ŞEHİR HASTANESİ 3’ÜNCÜ YILINI DOLDURURKEN 10 MİLYON HASTAYA ŞİFA OLDU.
Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi 3’üncü yılını doldururken 10 milyon hastaya şifa oldu. 300 binden fazla ameliyatın yapıldığı 45 binden fazla doğumun gerçekleştirildiği dev sağlık kompleksi havadan görüntülendi. Hastanenin Koordinatör Başhekimi Prof. Dr. Nurettin Yiyit, “Kısa sürede yüzde yüz dolulukla giden, inanılmaz talep gören bir hastane haline geldi. Birçok ülkenin sağlık tesislerine rol model oldu. Günde 100 binin üzerinde insan sirkülasyonunun olduğu bir alan. 3 yıl içinde büyüklüğüne yaraşır büyük işlere imza attı, 10 milyon civarı hasta hizmet aldı, dünyanın 100’den fazla ülkesinin nüfusundan büyük bir rakam. Balkanlar, Afrika, ABD’ye kadar dünyanın her yerinden 100 bin civarı yabancı hastamız oldu” dedi.
Rönesans Sağlık Yatırım ve Japon Sojitz ortaklığı ile Kamu Özel İş Birliği (PPP) modeli çerçevesinde inşa edilen Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi 1 milyon metrekareyi aşan alanda yerli ve yabancı vatandaşlara hizmet sunuyor. İlk etabı 20 Nisan 2020’de hizmete alınan hastanenin resmi açılışı 21 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımı ve Japonya Başbakanı Şinz Abe’nin video konferans katılımıyla gerçekleştirilmişti. 2 bin 600’ü aşkın yatağı bulunan dev sağlık kompleksi bünyesinde Çocuk Hastanesi, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi, Genel Hastane, Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesi, Kalp ve Damar Hastalıkları Hastanesi, Onkoloji Hastanesi, Nöroloji ve Ortopedi Hastanesi ile Psikiyatri Hastanesi’ni barındırırken, sağlık üssünde 3 yılda yaklaşık 10 milyon hastaya hizmet verildi. Bu süreçte 300 binden fazla hastanın ameliyatı yapılırken, 45 bini aşkın doğum gerçekleştirildi. 6 Şubat’ta yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerle yapıların depreme dayanıklılığının önemi yeniden gözler önüne serilirken Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi, ana hastane binasına yerleştirilmiş 2 bin 68 sismik izolatör ile dünyanın en büyük sismik izolatörlü binalarından biri olarak da öne çıkıyor. Şehir hastanesinin sahip olduğu deprem izolatörleri yaşanabilecek bir deprem sırasında ve sonrasında faaliyetlerin sürdürülmesine imkan sunuyor. Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Koordinatör Başhekimi Prof. Dr. Nurettin Yiyit, Covid-19 pandemisinden, Bartın’daki maden kazasına, depremzedelerin tedavisine kadar birçok durumda şehir hastanesinin önemli bir görevi üstlendiğini anlatırken, hastanede gerçekleştirilen çalışmalara ilişkin bilgi verdi. Prof. Dr. Yiyit, hastaneye dünyanın dört bir yanından talep olduğunu ifade ederken, ülkelerin üst düzey yöneticilerinin de dev sağlık üssünü incelemek amacıyla sıklıkla ziyaretlerde bulunduğunu söyledi.
“10 milyon civarında kişiye hizmet verdi, ülkelerin sağlık tesislerine rol model oldu”
Açılışından bu yana hastaneye yurt içi ve yurt dışından büyük bir ilginin olduğunu, hastanenin hem şifa hem eğitim noktası olarak hizmet verdiğini anlatan Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Koordinatör Başhekimi Prof. Dr. Nurettin Yiyit, “Bu kadar kısa sürede yüzde yüz dolulukla giden ve inanılmaz talep gören bir hastane haline geldi. Hatta ciddi bir marka değeri oluştuğunu düşünüyoruz. Şu an hem ülkemizden hem yurt dışından çok ciddi talep görüyor. Hatta uluslararası düzeyde her hafta ziyaretler kabul ediyor. Birçok ülkenin sağlık tesislerine modelleme anlamında rol model oldu gibi duruyor. Günde 100 binin üzerinde insan sirkülasyonunun olduğu bir alan haline geldi. 3 yıl içinde bu hastane büyüklüğüne yaraşır büyük işlere imza attı. 1 milyon 21 metrekarelik bu hastanede 3 yılı düşündüğümüzde 10 milyon civarı hasta sağlık hizmeti aldı. Şu an dünyanın 100’den fazla ülkesinin nüfusundan büyük bir rakamdan bahsediyoruz. Bizim 300 binden fazla hastamızın ameliyatı bu kadar kısa sürede gerçekleştirildi. Hepimizi mutlu edecek, tebessüme sevk edecek bir rakam var; oda doğum sayısı. 45 binin üzerinde bebek bu hastanede dünyaya geldi. 45 bin ailenin mutluluğu olduk. Bu kadar süre içerisinde 100 bin civarı yabancı hasta burada tedavi oldu. Bu 100 bin rakamını oluşturan ülkeler dünyanın birçok coğrafyasından, yakın coğrafyamız var; Balkanlar, Afrika, Türki Cumhuriyetler gibi ama ABD’ye kadar dünyanın hemen hemen her yerinden yabancı hastamız oldu. Sadece tedavi vermedik, bunun yanında ciddi bir eğitim hizmeti verdik. Başka ülkelerin sağlık sistemlerini dinleyerek büyümüş bir nesil olarak o ülkelerin gelip sağlığı aldığı hatta bu hastaneyi gezip kendi sağlık sistemini modellemeye başladığı bir gelişim sürecinden bahsediyoruz. Depreme dayanıklı, dünyanın sismik izolatörlü en büyük monoblogundan, enerji kesilmesi ihtimallerinin ortadan kaldırıldığı, her türlü olağanüstü durumda dahi kesintisiz hizmet verecek şekilde planlamış bir merkezinden bahsediyoruz. Uluslararası arenada artık birçok ülkeden hekimlerin geldiği bir merkez” dedi.
“Hastayı sevk etmenin son bulduğu bir merkez”
Şehir hastanesinin tedavi hizmetlerinin yanı sıra uzun süreli yatışı olan hastalar için çeşitli kurslarda eğitimlerine imkan sağlandığını belirten Prof. Dr. Nurettin Yiyit, hastane okulunun da öğrencilerin derslerinden geri kalmalarının önüne geçtiğine dikkat çekti. Sözlerini sürdüren Prof. Dr. Yiyit, “Olağan dışı olan, önemli konularda ilk akla gelen isim haline geldik. Pandemide çok büyük bir iş çıkartabildik. Hemen arkasından bir maden faciası oldu, yüksek basınca maruz kalan yüzde 80-90 gibi büyük rakamlarda yanığı olan hastalarımızı buraya aldık. Depremde şehir hastanelerinin ne kadar önemli olduğunu hep birlikte izledik ki Çam ve Sakura deprem bölgesine en uzak şehir hastanelerinden bir tanesi olmasına rağmen 2 binin üzerinde hastayı burada misafir ettik. Şu an çok küçük bir grubun fizik tedavi süreçleri devam ediyor, birçoğunu taburcu etmek nasip oldu. Bu kampüste 8 tane eğitim ve araştırma hastanesi bir arada her biri bir dal hastanesinin uzmanlığına, tecrübesine sahip. Komplike hastalara, birden çok branşın aynı anda olması gereken, bütün ihtiyaçların çözülebildiği bir yer. Hiperbariğinden tutun da bütün cerrahi girişimlere kadar bütün uzmanlık alanlarının ve tetkiklerinin bir arada olduğu bir merkez. Herhangi bir nedenle bir hastayı bir yere sevk etmenin son bulduğu bir merkezden bahsediyoruz. Dijital dönüşümünü tamamlanmış, kağıtsız akan, dünyanın belki de en iyi çocuklar için hastane okulunun olduğu bir hastaneden bahsediyoruz. Çocukların taburcu olduğunda hiçbir eksiği olmadan, bir kaybı olmadan okuluna eğitime devam ettiği bir merkezden bahsediyoruz. Uzun süre yatan hastaların birçok alanda kendini geliştirdiği, aşçılık, diksiyon, Kur’an-ı Kerim eğitimi, resim, el sanatları birçok eğitimi alabildikleri bir merkezden bahsediyoruz. Dünyada şu anda tıp anlamında ne varsa hepsini bünyesinde barındıran bir hastane” şeklinde konuştu.