MKE ANKARAGÜCÜ BAŞKANI FARUK KOCA, LİGDE KARŞILAŞTIKLARI FENERBAHÇE MAÇINI HAKEM ATİLLA KARAOĞLAN SEBEBİYLE KAYBETTİKLERİNİ SÖYLEYEREK GÜNDEME DAİR AÇIKLAMALARDA BULUNDU.
MKE Ankaragücü Başkanı Faruk Koca, Süper Lig’de karşılaştıkları Fenerbahçe maçını hakem Atilla Karaoğlan sebebiyle kaybettiklerini söyleyerek gündeme dair açıklamalarda bulundu. Başkan Koca, “Penaltı pozisyonunda, hocadan takımı toparlayıp, sahadan çekmesini isteyecektik” dedi.
MKE Ankaragücü’nde başkan Faruk Koca ile yönetim kurulu üyeleri, Spor Toto Süper Lig’in 29. haftasında oynadıkları ve 2-1 mağlup oldukları Fenerbahçe müsabakanın hakem kararları ile ilgili Eryaman Stadyumu’nda açıklamalarda bulundu. Maçın hakeminin sonuca doğrudan etki ettiğini dile getiren Başkan Koca, “Kollanarak gelen şampiyonluk büyüklük değildir. Büyüklük, davranışların her birinde sorumlu olmaktır. Futbolda çatışmayı bitirin. Kurallara sadık kalın. Yönetim kurulumuzla beraber Fenerbahçe maçında yaşanan skandal yönetim, gasp edilen puanlar ve futbol ortamının güvensizliğini, yönetici davranışlarını istişare ettik. Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş takımı dışındaki tüm takımların uğradığı haksızlık olarak bu toplantı kararını aldık. Türk futbolu devam eden bir ahlaki krizle karşı karşıyadır. Saha içinde ve dışında yapılan etik dışı hareket zihniyet futbolu ele geçirmiştir. Hem hakem tarafından hem de rakibi tarafından kollanarak maç kazanan takımlar ahlaki değerleri hiçe saymaktadır. Biz dürüstçe, adalet içinde ve tarafsızca yarışırız” ifadelerini kullandı.
“Fenerbahçe maçı hakemi galibiyetimizi engellemiştir”
Müsabakanın hakemi Atilla Karaoğlan’ın kararlarının sonuca etki ettiğini söyleyen Başkan Koca, “Fenerbahçe maçı hakemi galibiyetimizi engellemiş. Lehimize olan maç sonucunu aleyhimize çevirmiştir. Bu engeller bizim cesaretimizi arttırmaktadır. Hakem motivasyonunu etkilen ve sahada oyuncumuzun davranışlarına yönelik kural dışı davranışlar yönetici profesyonelliğinden uzaktır. Bu yöneticilerin sezon sonuna kadar ceza alması önemlidir. Hakem raporlarının açıklanması önemlidir. Temsilci raporlarının açıklanması önemlidir. Ancak, TFF Tahkim Kurulu, PFDK’nin vereceği cezaları bir hafta sonra kaldırmamalıdır” şeklinde konuştu.
“Etik dışı davranışlara son verin”
Hakemlerin adil bir yönetim sağlaması gerektiğini vurgulayan Koca, “Tüm kulüpler ve federasyonlara sesleniyorum. Birbirinizi yanıltmak, yıldırmak için yaptığınız etik dışı davranışlara son verin. Kalan maçların değerli kılınması için kenara çekilin. Hakemlerimiz de tüm baskılara ve tehditlere dirençli dursun. Mesleğinizin itibarını koruyun. Yarın ailelerinizin yüzüne bakacaksınız” dedi.
“Penaltı pozisyonunda, hocadan takımı toparlayıp, sahadan çekmesini isteyecektik”
Başkan Koca, açıklamaların ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. “Penaltı pozisyonunda, takımı sahadan çekmeye çalıştığınız doğru mu?” Sorusuna, Başkan Koca, “Penaltı pozisyonunda bir iletişim sorunu oldu. Hocaya ulaşamadım. Takımı toparlayıp, çekmesini isteyecektik. Tekrar takımı sahaya sürüp, kaleyi boş bırakarak Fenerbahçe’nin penaltıyı boş kaleye atmasını sağlayacaktım. Sonrasında da oyuncularımızın topu Fenerbahçe’ye bırakmalarını, rakip takımın canı ne kadar istiyorsa o kadar gol atmasına izin vermelerini isteyecektim. Bunu yapamadığım için üzgünüm. Bu yüzden çok öfkelendim ve o sırada kalp spazmı geçirdim” cevabını verdi.
“Bu sistemin adaleti yoktur”
Başkan Koca’nın açıklamaların ardından kulüp basın sözcüsü Hüseyin Aytekin, Galaatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe harici tüm Süper Lig Kulüplerine gönderilmek üzere hazırlanan ‘Adalet Her Kulübe Lazım’ başlıklı mektubu okudu. Söz konusu mektupta şu ifadeler yer aldı:
“Değerli Süper Lig Kulüpleri, Türk futbolu artık gerçekliğini tamamen yitirmiştir. Her hafta yeni bir kaos, yeni bir tartışmanın olduğu ligimizde konuşulmayan sadece sahada oynanan futboldur. Ligimiz yıllardır belirli takımları sezon sonuna kadar yarışın içinde tutmak üzerine kurulmuş bir sistemle yönetilmektedir. Bu sistemin adaleti yoktur. Bu sistemin güvenilirliği yoktur. Bu sistemin vicdanı yoktur. Senaryosu sezon başında yazılmış, sonu belli olan bu filmin inandırıcılığı kalmadığı için ligin izleyici sayısı her geçen yıl azalarak mevcut halini almıştır. İzleyicinin güvenmediği bu lig artık ne stadyumda ne de televizyonda izlenmektedir. Süper Lig takımlarının yarısının taraftar ortalaması 4 bin kişinin altındadır. İzleyicisi olmayan bu ligin yayın ihalesi değeri 6 yıl öncesine göre yüzde 70’e yakın düşüş yaşamıştır. Kısa vadede belirli takımları yarışta tutmak adına yapılan bu adaletsiz yönetim anlayışı, ilerleyen süreçte Türk futbolunu çöküşe götürüp aslında en fazla bu korunan takımların zarar görmesine neden olacaktır. Türk futbolu artık Avrupa ile rekabet edemiyorsa, en büyük nedeni ligimizde gerçek bir rekabetin olmamasıdır. Unutulmamalıdır ki, Türk futbolu sadece 3 takımdan ibaret değildir. Bu 3 kulüp dışındaki kulüpleri yok saymak Türk futbolunun geleceğine en büyük ihanettir. Bu kulüplerin kavgaları ve itirazları ile bir sonraki haftanın maçlarını dizayn eden, oyunun kurallarını bu kulüpler için ayrı uygulayan irade, diğer kulüplerin sessiz çığlığını yıllardır duymamaktadır. Yapılan hatalar sonrası camiaların tepkisini azaltmak adına son 22 yılda MHK yönetiminin 16 kez değiştirilmiş olması mevcut durumun en anlaşılır göstergesidir. Bizim için bir umut olan, adil olmayı sağlayacağına inandığımız VAR sistemi de kısa sürede bu çarpık düzene uydurulmuştur. VAR sisteminin ülkemize getirdiği tek değişiklik, hakemlerimizin artık ekranda defalarca izleyebildiği pozisyonlar için de adaletsiz kararlar vermeye başlamış olmasıdır. Kısacası, bozuk düzende doğru çark kesinlikle işlememektedir. Bu yönetim anlayışı; futbolun başrol oyuncusu olarak görülen kulüpleri her geçen gün daha da fazla cesaretlendirmektedir. Maç öncesi, devre arası ve maç sonu yapılan açıklamalar ile TFF ve kurulları baskı altına alınmaktadır. TFF’nin bu kulüplere uyguladığı korumacı zihniyetin ürünü olarak, kulüp yetkilileri kameralar önünde hakemlere sözlü ve fiziki baskı uygulamaktan çekinmemektedir. Hatta ligi bitirmemekle tehdit etmektedirler. Bizler sonu belli olan bir filmin yardımcı oyuncusu olmayacağız. Süper Lig’in tüm takımları bu ligin başrol oyuncusudur. Kulüplerimizin daha fazla hak kaybına uğratılmaması ve Türk futbolunun gelişimi açısından bugün bir milat olarak kabul edilmeli, haksızlıklara karşı kulüp bazında değil birlikte mücadele edilmelidir. Biz doğabilecek daha büyük tehlikeleri öngörüyor ve futbolda adaletin olmadığına inanan tüm kulüplerimize bu çağrıyı yapıyoruz.”