AK PARTİ PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI İNSAN HAKLARI BAŞKANI HASAN BASRİ YALÇIN, “FİLİSTİN’İN GELECEĞİ SADECE AKADEMİK BİR TARTIŞMA VEYA DİPLOMATİK BİR SORUMLULUĞUN KONUSU DEĞİL; MİLYONLARCA İNSANIN HAYATINI ETKİLEYEN, NESİLLERİ İLGİLENDİREN VE ULUSLARARASI TOPLUMUN VİCDANINI ZORLAYAN BİR MESELEDİR” DEDİ.
AK Parti Parti Genel Başkan Yardımcısı İnsan Hakları Başkanı Hasan Basri Yalçın, “Filistin’in geleceği sadece akademik bir tartışma veya diplomatik bir sorumluluğun konusu değil; milyonlarca insanın hayatını etkileyen, nesilleri ilgilendiren ve uluslararası toplumun vicdanını zorlayan bir meseledir” dedi.
AK Parti Parti Genel Başkan Yardımcısı İnsan Hakları Başkanı Hasan Basri Yalçın, AK Parti Genel Merkezinde düzenlenen Filistin’in Geleceği Konferansı’nda konuştu. Yalçın, üstlendikleri sorumluluğunu hatırlattıklarını belirtti. Yalçın, “Filistin’in geleceği sadece akademik bir tartışma veya diplomatik bir sorumluluğun konusu değil; milyonlarca insanın hayatını etkileyen, nesilleri ilgilendiren ve uluslararası toplumun vicdanını zorlayan bir meseledir” ifadelerini kullandı.
Konferansın sadece bir etkinlik değil, farklı bakış açılarını bir araya getiren, fikirlerin paylaşıldığı ve Filistin’in karşı karşıya olduğu karmaşık sorunlara çözüm stratejilerinin geliştirildiği bir platform olduğunu ifade eden Yalçın, “Bu, Filistin halkının haklarını yeniden teyit etmek ve onurlu ve kalıcı bir barışın egemen olduğu bir gelecek için savunuculuk yapmak adına kolektif bir çabadır. Dünyanın farklı köşelerinden gelen diplomatlar, akademisyenler, politika yapıcılar ve aktivistlerden oluşan saygın bir topluluğu bir araya getirmiş olmanın ayrıcalığını yaşıyoruz. Burada olmanız, Filistin davasına ortak bir bağlılığı yansıtıyor ve katkılarınız, yapacağımız tartışmaları şüphesiz zenginleştirecektir. Özellikle değerli panelistlerimize hoş geldiniz demek istiyorum; onların getireceği deneyim ve fikirler için sabırsızlanıyoruz. Oturumlar boyunca düşüncelerinizi ve önerilerinizi duymayı dört gözle bekliyoruz” şeklinde konuştu.
Bu konferansın teması, bizi hem mevcut gerçeklerle yüzleşmeye hem de geleceğin ihtimallerini hayal etmeye zorladıklarını bildiren Yalçın, “Panel tartışmaları, hükümetlerin, parlamentoların ve uluslararası kurumların geleceğe yön verme rollerini keşfetmek için yapılandırılmıştır. Bu rolleri inceleyerek, diplomatik, yasal ve insani yaklaşımların anlamlı bir ilerlemeyi nasıl sağlayabileceğine dair daha net bir anlayışa sahip olmayı umuyoruz” diye konuştu.
Mevcut uluslararası politikaları düşünürken, liberal uluslararası düzenin Filistin ve Gazze’deki acil sorunlara cevap verme konusundaki başarısızlıklarını göz ardı etmek imkânsız olduğunu belirten Yalçın, “İnsan hakları, demokrasi ve uluslararası hukukun bu düzenin temeli olduğu söylenirken, gerçeklik bambaşka bir tablo sergiliyor. On yıllardır, sözde liberal uluslararası düzen, Filistinlilerin haklarını koruma ve sistematik ihlaller karşısında adaleti sağlama konusunda yeterli adımları atamamıştır. Gazze’deki mevcut durum, insan acılarının durmaksızın devam ettiği bir ortamda, bu düzenin adalet ve barışa bağlılık konusundaki tutarsızlıklarını ve eksikliklerini gözler önüne sermektedir. Uluslararası toplum bu kusurları kabul etmeli ve gerçekten tüm insanların haklarını ve onurunu önceliklendiren daha adil bir küresel sistem için çalışmalıdır” ifadelerini kullandı.
Dünyadaki mevcut insan hakları rejimi, ne katliamları önleyebiliyor ne de failleri cezalandırabildiğini ifade eden Yalçın sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“ İçinden geçtiğimiz dönem, küresel bir kargaşa ve düzensizlik çağına doğru ilerliyor. Eğer gerekli önlemler alınmazsa, maalesef, insan onuru ve uluslararası hukuk da dahil olmak üzere tüm değerlerin içinin boşaltıldığı ve tüm ilke ve değerlere topyekûn bir saldırının olduğu bir zaman dilimiyle karşı karşıyayız. Maalesef, Gazze’deki bu insanlık dışı durumu durdurmak için hiçbir uluslararası kurum yeterli çabayı göstermemiştir ve insan hakları konusunda her fırsatta konuşan bazı Batılı devletler, İsrail’i kınamak için cesaret dahi gösterememiştir. Bugün bile, uluslararası toplum, gerekli adımları atmaktan ya da uluslararası hukuku uygulamaktan çok uzaktır. Uluslararası işbirliği, uluslararası hukuk ve insan hakları elbette takdire şayan ideallerdir. Ancak, bu değerleri uygulayamazsanız tüm aktörlerin bu değerlere uymasını sağlayamazsanız bu kavramlar ne yazık ki boş klişelerden öteye geçemez.”
Siyasi karmaşıklıklar ve küresel belirsizliklerle dolu bir dönemde, ortak ilkelerimizi yeniden teyit etmek ve Filistin için adil bir çözüme ulaşma çabalarımızı canlandırmak hayati önem taşıdığını vurgulayan Yalçın,” Dünya izliyor ve işgal ve çatışma altında acı çekenlerin sesleri vicdanlarımızda yankılanıyor. Bu nedenle, bu konferans sadece bir tartışma platformu değil, aynı zamanda bir eylem çağrısıdır. Müzakerelerimiz, retoriği aşmalı ve sahada fark oluşturabilecek somut sonuçlara dönüşmelidir” dedi.