Adet sancısını vitamin ve mineral eksikliği etkiliyor

KADINLARIN YÜZDE 90’ININ YAŞAMI BOYUNCA EN AZ BİR KEZ KARŞILAŞTIĞI VE BAZEN 2-3 GÜN KADAR SÜREN ADET AĞRILARI HAKKINDA BİLGİ VEREN KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM UZMANI DR. CİHAN DENİZ KELEŞ, GÜNDELİK HAYATI SEKTEYE UĞRATABİLEN BU AĞRILARA KARŞI EGZERSİZ, SICAK SU UYGULAMASI VE YETERLİ UYKU TAVSİYESİNDE BULUNDU.

Adet sancısını vitamin ve mineral eksikliği etkiliyor
resim yükle
Yayınlama: 02.06.2023
A+
A-

Kadınların yüzde 90’ının yaşamı boyunca en az bir kez karşılaştığı ve bazen 2-3 gün kadar süren adet ağrıları hakkında bilgi veren Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Cihan Deniz Keleş, gündelik hayatı sekteye uğratabilen bu ağrılara karşı egzersiz, sıcak su uygulaması ve yeterli uyku tavsiyesinde bulundu.

Acıbadem Bodrum Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Cihan Deniz Keleş, regl ağrısı anlamına gelen “Dismenore” şikayetlerinin, kadınların yüzde 90’ında en az bir regl periyodunda görülebilen en sık jinekolojik yakınmalardan biri olduğunu söyledi.

resim yükle

Semptomların sıklıkla ergenlik çağlarında olsa da her yaşta görülebileceğini ve genellikle günlük yaşamı etkileyecek derecede olduğunu belirten Dr. Keleş, “Dismenoreye eşlik eden bulantı, kusma, ishal, halsizlik ve baş ağrısı gibi semptomlar da olabilir. Dismenore durumunda yaşanan ağrı aralıklı olarak ortaya çıkar ve kramp tarzında kendini gösterir. Ayrıca bu ağrı suprapubik bölgede daha yoğun görülür. Yoğun yaşanan bu ağrı 48-72 saate kadar sürebilir. Adet dönemi içinde rahim kasılmalarının yaşanmasına bağlı olarak ağrı hissi normaldir. Ancak bazı durumlarda bu ağrıların şiddeti belirgin oranda artabilir” dedi. Dismenore durumunun, 11 ya da daha erken bir yaşta adet görmeye başlayan kadınlarda, menstrüasyonda kanamanın da ağır olduğu menoraji durumunda, genetik yatkınlığı olanlarda, sigara içenlerde, sık genital bölge temizliği yapan ve vajinal duş alanlarda, adet düzensizliği olanlarda daha sık görüldüğünü sözlerine ekledi.

“Birincil ve ikincil olarak iki tipi bulunur”

Dismenorenin birincil ve ikincil olmak üzere ikiye ayrıldığına değinen Dr. Keleş, “Birincil yani primer durumda, ağrı ilk adet gördükten kısa süre sonra, 2 yıl içinde başlar ve altta yatan herhangi bir patoloji yoktur. Ağrı genelde adet kanaması ile birlikte başlar, 48-72 saat içinde sonlanır ve kramp veya spazm şeklinde karnın alt kısmında yaşanır. Genellikle doğum sonrası gerileyen bir durumdur” dedi.

İkincil dismenore durumunda ise altta yatan bir patoloji olduğunu dile getiren Dr. Keleş “İkincil yani sekonder olduğunda daha ileri yaşlarda görülür ve ağrılar normal kramplardan daha uzun sürer. Adet başlamadan ağrılar başlayabilir ve süre olarak daha uzundur, adet sırasında daha da şiddetlenip bittikten sonra da devam edebilir” diye konuştu.

resim yükle

Dr. Keleş, sekonder dismenoreye yol açan sorunları “endometriyozis, myoma uteri, endometriyal polip, geçirilmiş pelvik enfeksiyonlar, rahim içi araç kullanımı (RİA), iç genital organlarda venöz konjestion, uterus pozisyon anomalileri, servikal stenöz, sağ vena ovarika sendromu, karın içi operasyonlara bağlı oluşan yapışıklıklar ve doğuştan uterus anomalileri” olarak sıraladı.

Dr. Keleş, dismenorenin en belirgin semptomu şiddetli kasık ağrısı olsa da, yorgunluk hissi, disoryantasyon, duygusal dengesizlikler, mide bulantısı, baş dönmesi, ishal, kabızlık ve kusma gibi sindirim sistemi sorunları, baygınlık hissi, iştahta kesilme, baş ağrısı gibi şikayetlerin de gözlemlenebileceğini ifade etti.

“Tedavide altın standart uzman hekim tanısıdır”

Tedavisinin tanıya göre değişiklik gösterdiğine dikkat çeken Dr. Keleş, “Primer dismenorede altta yatan herhangi bir sebep bulunmadığından genellikle tedavi semptomlara yönelik iken sekonder dismenorede ise tanıya sebep olan patolojiye yönelik tedavi verilmektedir. Bu yüzden dismenore şikayeti olan kadınlarda öncelikle uzman doktor tarafından muayene ile tanı konulması tedavi için altın standarttır” dedi.

Farklı tedavi seçeneklerinin mümkün olduğunu vurgulayan Dr. Keleş ilaç tedavisinde analjezikler, doğum kontrol hapları, antikolinerjikler, düz kas gevşeticiler, lokal anestezi ile girişimsel tedaviler, vitamin ve mineral (B1 ve Magnezyum) kullanıldığını kaydetti. Bunun dışında hekim gerek görürse cerrahi müdahale, psikoterapi, masaj ve akupunktur seçeneklerinden bahsetti. Ağrıyı hafifletmek için alınabilecek önlemler olduğuna değinen Dr. Keleş, “Aerobik, bisiklet, yürüyüş gibi egzersizler ağrıyı kesen doğal kimyasalların üretimine neden olur. Sıcak banyo ile karın üzerine uygulanan sıcak su torbaları yine ağrıyı azaltabilir. Ayrıca bu hastalarımız adet döngüsü öncesinde ve sırasında uykusunu aldıklarından emin olmalıdır” diye konuştu.

resim yükle
Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.