AYDIN’IN NAZİLLİ İLÇESİNDE 67 YIL ÖNCE PATLICAN OYARAK KURUTAN VE İÇ PAZARLARIN ARDINDAN 3. KUŞAKTAN İTİBAREN 7 KITAYA İHRACATA BAŞLAYAN KARAEFE AİLESİ, ‘GÜNEŞTEN GELEN DOĞAL LEZZET’ SLOGANI İLE SOFRALARI LEZZETLENDİRMEYE DEVAM EDİYOR.
Aydın’ın Nazilli ilçesinde 67 yıl önce patlıcan oyarak kurutan ve iç pazarların ardından 3. kuşaktan itibaren 7 kıtaya ihracata başlayan Karaefe ailesi, ‘güneşten gelen doğal lezzet’ sloganı ile sofraları lezzetlendirmeye devam ediyor. Nazilli’den dünyaya yayılan bu doğal lezzet sayesinde ilçe ekonomisine de katkı sağlanıyor.
Nazilli’nin Yıldıztepe Mahallesi’nde doğal hava sirkülasyonu sayesinde kurutmanın en doğru şeklide gerçekleştirebildiği sadece 400 metre genişlik ve 5 kilometrelik uzunluktaki alanda sebzeleri kurutarak 2 binden fazla kişiye iş imkanı sağlayan Karaefe ailesi, her geçen yıl ihracat yaptığı ülke sayısını artırıyor. Ailenin ihracat kapısını aralayan 3. kuşaktan Abdullah ve Turgay Karaefe kardeşler, büyüklerinin kuru patlıcan oyarak başlattığı işi daha da geliştirerek dolmalık biber, kızartmalık biber, domates, fasulye, bamya gibi çeşitlerle zenginleştirdi. Tüm dünyanın beğenerek sofralarına dahil ettiği bu lezzet sayesinde Nazilli’ye de büyük ekonomik katkı sağlayan Karaefe ailesi, “Nazilli’mizin doğal lezzetleri kutuplar hariç dünyanın her ülkesindeki sofralara giriyor” dedi.
“Kuruttuğumuz her şeyi dünyaya tanıttık”
2. kuşaktan Nurten Karadefe, babaları Abdullah Karafe’den devraldıkları patlıcan işini çocukları Turgay ve Abdullah’ın büyüttüğünü ifade ederek, “Şu anda 4. kuşak olarak patlıcan kurutma işi yapmaktayız. Kuruttuğumuz her şeyi dünyaya tanıttık. İhracatımızı da yapıyoruz. Afiyetle herkes de yiyor” dedi.
“Mahallemiz patlıcan vadisi”
Dedeleri Abdullah Gandak’ın 1958 yılında patlıcan oymacılığı ve kurutma işine başladığını ifade eden Turgay Karaefe, “Rahmetli dedemiz Abdullah Gandak, ürettiği patlıcanları pazarlara götürüp satamadığında kurutma yöntemini bulmuş. Babam Turgut Karaefe patlıcan kurutma işini büyütmüş. Bizler de ağabeyim Abdullah Karaefe ile ilk olarak Almanya ile başladığımız ihracat işini hem kurutulmuş ürün çeşitliliğini hem de üretimi artırarak her geçen yılda kutuplar hariç dünyanın 7 kıtasına ulaştırdık. Deyim yerindeyse Amerika’nın dünyaca ünlü Silikon Vadisi varsa Türkiye’nin de patlıcan vadisi var artık. Biz Allah nasip ederse bu yöresel lezzeti dördüncü kuşağımız ile dünyaya tanıtmaya devam edeceğiz. Sezonda genel olarak 15 bin ton yaş sebzeyi kurutuyoruz. Ama ana ürünümüz dolmalık patlıcandır. Bu lezzet daha önceleri Osmanlı sofralarındaydı. Şimdi de Karaefe Ailesi olarak tüm dünyaya biz gönderiyoruz” dedi.
Kuru patlıcanla başladı, çeşitler arttı
67 yıl önce sadece kuru patlıcan işi yaptıklarını ancak son 20 yılda bu çeşitliliğin arttığını ifade eden Karaefe, “Kurutmalık olarak bizim ağırlıklı olarak patlıcan kurumuz var. Onun dışında dolmalık biber, kızartmalık biber, domates, fasulye, bamya gibi çeşitlerimiz mevcut. Bu ürünlerin tercih edilmesinin sırrı tamamen her şeyin doğal olması. Hiçbir katkı maddesi yoktur. Evde kullandığımız içme suyundan ürünlerimizi yıkarız. Sonrasında suyun içinde 45 dakika bekletiriz. Beklettikten sonra da güneşe serilir. 1-2 gün sonra da güneşin durumuna göre kaldırılıp paketlenir” dedi.
“Hem istihdam hem de tanıtım sağlıyoruz”
Özel bir hava koridoru sayesinde doğal kurutma yaptıklarını ifade eden Abdullah Karaefe, “Burada dedelerimizden gelen dört kuşaktır bir meslek oldu. 2-3 binden fazla mahalleliye ekmek kapısı olan bizim bu kurutma yöntemimiz tamamen eskilere dayanıyor ve ürünlerimizde hiçbir katkı maddesi bulunmuyor. Mahallemizin güzelliği ve hava koridoru sayesinden kuruttuğumuz ürünler dünyanın dört bir yanına gidiyor. Nazillimiz başta olmak üzere ülkemize hem istihdam hem de tanıtım sağlıyoruz. İşimize de büyük bir aşk ve şevkle devam ediyoruz” dedi.