HÜKÜMETİN ORTA GELİRLİ VATANDAŞLARIN KONUT ALMASINI SAĞLAYACAK OLAN YENİ SİSTEMİNİN ÖNÜNE, YAPTIKLARI EVLERDEN VERGİ KAÇIRMAK İÇİN SATIŞ FİYATININ ÇOK ALTINA DEĞER GÖSTEREN MÜTTEHİTLER ÇIKIYOR. GEREK MÜTEAHHİTLER GEREK ARACI OLAN EMLAKÇILAR SIFIR EV ARAYIŞINA GİREN VATANDAŞLARA, BANKALARA GERÇEK SATIŞ ÜZERİNDEN GİDİLMESİ DURUMUNDA SATIŞ YAPILAMAYACAĞINI DİLE GETİREREK YENİ FİNANSMAN MODELİNDEN FAYDALANMAK İSTEYENLERE ENGEL OLUYOR.
Hükümetin orta gelirli vatandaşların konut almasını sağlayacak olan yeni sisteminin önüne, yaptıkları evlerden vergi kaçırmak için satış fiyatının çok altına değer gösteren müttehitler çıkıyor. Gerek müteahhitler gerek aracı olan emlakçılar sıfır ev arayışına giren vatandaşlara, bankalara gerçek satış üzerinden gidilmesi durumunda satış yapılamayacağını dile getirerek yeni finansman modelinden faydalanmak isteyenlere engel oluyor.
Konut piyasasının canlanması için gerek bankalar gerek devlet aksiyon almak adına yapmış olduğu projelere bir yenisini daha ekleyerek orta gelirli vatandaşlara ilk evim finansman modelini duyurdu. 0,69 faiz oranından başlayan kredileri kullanmak isteyenler ise yeni konut projesi kapsamında olan sıfır ev arayışına girdi. Kurumsal olmayan ve genellikle mahalle arası olarak adlandırılan müttehitlerin yapmış olduğu sıfır evlere talip olan kişiler ise beklenmedik bir durumla karşı karşıya kaldı. Örneğin 2 milyon satış değeri olan sıfır ev için görüştükleri aracı emlakçı ve müttehitlerden, “Yalnız bankaya en fazla 500 bin kredi için gidebilirsiniz. Çünkü vergiden dolayı evin fiyatını düşük gösterdik. Gerisini elden almak durumundayız ve konutu banka değerlendirmesine sokamazsınız. Aksi halde ev satışını yapamayız” cevabı alanlar, “Peki o zaman biz nasıl ev alacağız” sorusunu yine sorar oldu.
“Vergiler cezasıyla, faiziyle geri alınır”
Yaşanan problemi hukuksal olarak değerlendiren ve yapılan satışlara sonrasında faiziyle cezai işlem uygulanacağını hatırlatan Beykent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Erol, “Her tacir malını rayiçlere ve emsallere uygun satmak zorunda” dedi. Prof. Dr. Ahmet Erol, denetimlerin artması gerektiğini vurgulayarak şu şekilde konuştu:
“Mahalle arasında firma bile değil kişi mükellef şeklinde çalışan müteahhitler genellikle banka kredisiyle ve SPK lisanslı değerlendirme şirketleri ile çalışmayı arzu etmiyorlar. Çünkü eğer banka ile çalışırsa onlar SPK lisanslı değerleme şirketi gönderecek ve üzerine ipotek koyacağı kredi vereceği taşınmazın değerini rayiç değerlere çok yakın biçimde ölçecek. O zaman bu tarz müteahhit firmalar hükümet eşgüdümünde gerçekleşen sıfır konut orta gelir dilimine yönelik kampanyadan yararlanmayı da arzu etmiyorlar anlamına geliyor. Serbest piyasa ekonomide mahalle arası müteahhit de kurumsal müteahhit de istediği fiyatlara elbette malını satabilir. Bunun önüne biz hukukla veya cebirle bir sınırlama getiremeyebiliriz. Ancak vergi hukuku olarak baktığımızda her tacir malını rayiçlere ve emsallere uygun satmak zorunda. Böyle bir durumla karşılaşıldığı zaman devletin vergi ile ilgili denetim birimi olan ve vergi denetim kuruluna bir şikayette bulunabilirsiniz. Sözlü şikâyet olabilir, alo maliye hattını arayarak, yazılı olarak da şikâyette bulunabilirsiniz. Vergi Müfettişleri de incelediğinde çevredeki rayiçlerin çok daha altında bir satışı belirlediği zaman hakikati ortaya çıkaracaklardır ve müttehittin kaçırdığı vergileri cezasıyla gecikme faizleri ile birlikte kendisinden alacaktır.”
“Kampanyadan yararlanamayacakları için evlerini satamayınca elinde kalacak”
İnşaat sektöründe uzun yıllardır kayıt dışı üretimin en büyük problemlerden biri olduğunu ifade eden KONUTDER ve Sur Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Z. Altan Elmas ise durumun haksız rekabet ortamı oluşturduğunu da aktardı. Z. Altan Elmas, ayrıca bu şekilde çalışan müteahhitlerin satış yapamadığından dolayı evlerin ellerinde kalacağını söyleyerek, “Kayıt dışı üretim yapan çok geniş bir kesim var. Dolayısıyla daha küçük iş yapanların, tabi hepsini söylemek doğru olmaz ama büyükçe bir kesim kayıt dışı ya da kısmen kayıt dışı çalışıyor. Bizler için de haksız rekabet şartlarına giriyor. Yani biz 3 milyona sattığımız konutu 3 milyon olarak gösteriyoruz ve bütün işi hukuki zemin üzerinden yürütüyoruz ama bir haksız rekabetle de karşı karşıyayız. Bu, ülkenin büyük bir sorunu ve bugünden yarına hemen çözülecek bir şey değil ama Maliye Bakanlığımızın bunlarla alakalı çok ciddi çalışmaları var. Eskisi gibi değil, insanlar eski dönemlerden kalan alışkanlıklarını devam ettiriyorlar ama dijital teknoloji ciddi anlamda erişimi arttırmış vaziyette. Bütün birimler anlık olarak bankalardaki para hareketlerini çok rahat görebiliyorlar. Dolayısıyla ben bakanlığımızın da bu konuda etkin olacağını ve üstüne gideceğini düşünüyorum.” şeklinde konuştu.
“İllegal olmasına rağmen civardaki herkesin bu şekilde ev sattığını söylediler”
İnternet üzerinden bütçesine uygun olarak bulduğu sıfır ev ile ilgili karşısına çıkan müteahhit sorunundan dolayı mağduriyetini anlatan Deniz ayrıca konunun illegal olmasının bilinmesine rağmen açıkça, “Zaten herkes bu şekilde satıyor sıfır evleri” diye bir cevap ile karşılaşmış. Deniz “Cüzi bir miktar ev almak için kenarda paramız vardı. Devletin sağlamış olduğu bu fırsattan yararlanmak için bütçemize uygun sıfır ev arayışına girdik. İnternet üzerinden 1 milyon 350 TL satış fiyatı olan bir ev üzerinden emlakçıyı aradım. Emlakçı bize bankaya en fazla 300 bin üzerinden gidebileceğimizi aksi halde müttehittin evi satmayacağını söyledi. Bunun yasal olmadığını kendisine hatırlatınca da, ‘Sıfır evler bu civarda hep bu şekilde satılıyor’ diye de bir cevap aldım. Yani bizden satış fiyatının neredeyse yüzde 80’i kadar nakitimizin olmasını talep ediyorlar. Orta gelirliler için bu mümkün değil” diyerek sözlerini tamamladı.