EŞME’DE DÜNYAYA GELEN VE BABASI TARAFINDAN REDDEDİLEN YILAN BEBEK GÖKDENİZ T.’NİN ANNESİ ELA FİDAN, BASIN MENSUPLARINA YAPTIĞI AÇIKLAMADA DAVAYI KAZANMANIN GURUNU YAŞADIĞINI SÖYLERKEN DUYGULARINA YENİK DÜŞEREK GÖZYAŞLARINI TUTAMADI.
Eşme’de dünyaya gelen ve babası tarafından reddedilen yılan bebek Gökdeniz T.’nin annesi Ela Fidan, basın mensuplarına yaptığı açıklamada davayı kazanmanın gurunu yaşadığını söylerken duygularına yenik düşerek gözyaşlarını tutamadı.
25 Ocak 2021’de halk arasında “Yılan bebek” olarak da bilinen Harlequin tipi iktiyozis hastalığıyla Eşme’de dünyaya gelen Gökdeniz T.’ye babası M.T., çocuğun kendisinden olmadığını iddia ederek “Soybağı reddi” davası açtı. İzmir Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi tarafından yapılan DNA karşılaştırmalarında M.T.’nin Gökdeniz T.’nin yüzde 99 biyolojik babası olduğu bilgisine ulaştı. Eşme Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen davanın karar duruşmasında baba M.T.’nin açtığı davanın reddine karar verdi. Verilen karar sonrasında anne Ela Fidan ve avukatı Zeynep Avcı Uşak Adliyesi önünde basın mensuplarının sorularını yanıtladı. 14 Haziran 2023 tarihinde Ela Fidan’ın aleyhine açılan Nesebin (Soybağı) Reddi davasının sonuçlandığını ve babanın Gökdeniz bebeğin babası olduğunun tespit edildiğini dile getiren Avukat Zeynep Avcı, “Bu davanın önü ve sonrası var. Bu davalar sadece Soybağı Reddi davaları değil, bu davalar aynı zamanda kadınlarımızın, çocuklarımızın yaftalandığı davalar. Dolayısıyla bu tip davaların üzerine basıp, toplumsal değerlerimize, algılarımızı yükseltmek için bunları kullanmanın geldiğini düşünüyoruz biz” dedi.
Anne Fidan “Oğlum üç yüz binde bir görülen vakayla dünyaya geldi”
Bu sürecin zorlu geçen hayatını daha da zorlaştırdığını söyleyen anne Ela Fidan ise oğlu Gökdeniz’in üç yüz binde bir görülen bir vakaya dünyaya geldiğini hatırlattı. Açılan davanın kendisine değil oğlu Gökdeniz’e açıldığını söyleyen anne Fidan, “Ben bu noktada ne namusumu düşünebildim, ne onurumu ne de gururumu düşünebildim. Düşündüğüm tek şey oğlumun sağlığıydı. Gökdeniz’in cildinin kanamaması gerekli. DNA testi sırasında oğlumun kolundan alınan o kan damlası beni çok yıprattı, en çok o üzdü beni bu süreçte. Onun haricinde hiçbir şeye üzülmedim. Çünkü ben kendimi biliyordum, ailem beni biliyordu. Hiç kimseye bu noktada açıklama yapma gereği duymadım. Hiçbir zaman duymayacağım da, hak doğrunun yanındadır çünkü. Fakat, bazen öyle ithamlarla karşılaştım, öyle durumlarla karşılaştım ki, ileride oğluma cevabını veremeyeceğim konularda tıkandım. Çünkü benim dilim sadece oğlumun hastalığını anlatmaya yetiyordu” ifadelerini kullandı.
Öte yandan anne Ela Fidan, davayı kazanmanın haklı gururunu taşıdığını ama davanın üzerinde bıraktığı yükü taşıyamadığını söylediği anlarda duygularına yenik düşerek göz yaşlarına hakim olamadı.