Kanser, anne-bebeğin kavuşmasına engel olamadı
GEBEYKEN KANSER TEDAVİSİ GÖREN SEMA GÜNALAY, BEBEĞİ DENİZ’E SAĞLIKLI BİR ŞEKİLDE KAVUŞTU.
Gebeliğinin 7. ayında memesinde kitle fark eden Sema Günalay, kitlenin hızla büyümesiyle hastaneye başvurdu. 2. evre meme kanseri teşhisi alan Günalay’a hamileyken kemoterapi uygulandı, kafa derisi soğutma sistemi sayesinde tek bir saç teli bile dökülmeden tedavi oldu. 4 ay önce Deniz adında erkek bebeği dünyaya getiren anne, son kemoterapisine girerken gözyaşlarını tutamadı.
İzmir’de yaşayan ve 7 yaşındaki bir çocuk sahibi olan Sema-Serdal Günalay çifti, ikinci çocuk haberiyle büyük sevinç yaşadı. Sema Günalay’ın mutluluğuna, gebeliğinin 7. ayında memesinde fark ettiği kitle ile gölge düştü. Kitlenin hamilelik hormonları ile meydana geldiğini düşünen ancak hızla büyümesiyle endişeye kapılan Günalay, Medicana International İzmir Hastanesine başvurdu. Burada yapılan tetkiklerde 2. evre meme kanseri teşhisi alan Günalay için hemen tedavi programı hazırlandı. Hem anneye hem de bebeğe zarar gelmemesi için hazırlanan programda, uygun dönemde anneye kemoterapi tedavisi uygulandı. Bebeği Deniz’i 4 ay önce sağlıkla dünyaya getiren Günalay, doğumdan 2 hafta sonra kemoterapiye yeniden devam etti. Son kemoterapisine bebeği ve eşiyle gelen anne Günalay, gözyaşlarını tutamadı. Öte yandan tedavi sürecinde Günalay’ın saçlarının dökülmemesi için kafa derisi soğutma sistemi de uygulandı.
Tek bir tel saçı bile dökülmedi
Yaşadığı süreci anlatan Günalay, “Ben 7 aylık hamileyken kanser olduğumu öğrendim. İlk olarak bir kitle fark ettim ve kitle hızla büyüdü. Kitle ele gelir bir şekilde olunca hemen bir doktora gitmek zorunda kaldık ve ikinci evre kanser olduğumu öğrendik. Hemen kemoterapiye başladık ama bizim kötü bir dönemdi. Hem hamileliğin olması hem de çocuğuna zarar gelir mi düşüncesi beni korkutuyordu ama öyle iyi doktorlara denk geldim ki onlar sayesinde bebeğime şükürler olsun bir şey olmadı. Ben de çok iyiyim ve bugün son kemoterapimi alıyorum. Hastanenin bana en çok kazandırdığı şeylerden biri de saçlarımın dökülmemesi oldu. Çünkü psikolojik olarak da beni daha çok yıpratacağını düşünüyordum. Kızım da bu durumdan etkilenebilirdi. Burada bu teknolojinin kullanılmasıyla birlikte saçlarım hiçbir şekilde dökülmedi. Bu da beni biraz daha ayakta tuttu. Çok zorlu bir süreçti ama şükür bugün son kemoterapimi alacağım. Allah’ın izniyle de bitecek” dedi.
Gözyaşlarını tutamadı
İlk çocuğunu sağlıklı olduğu için emzirebildiğini ancak oğlu Deniz’i tedavi nedeniyle emziremediğini ifade eden Günalay, “İlk çocuğumu emzirebildim ama ikinci çocuğuma hamile olduğum zaman kanser olduğumu öğrendiğim için emziremedim. Bu, bir anne için en kötü şeydi. Bebeğimi kucağıma almak çok farklı bir duyguydu. Doğum yapıldığı zaman bir tedirginlik, bir endişem vardı ancak çocuğumu kucağıma aldığımda sağlıklı olmasından dolayı çok çok mutluydum. Yanında olduğumdan dolayı, onu dünyaya getirdiğimden dolayı çok mutluydum. Bu durum anlatılmaz. Çok duygusaldı” diyerek gözyaşı döktü.
“Zorlu süreci atlattık”
Baba Serdal Günalay ise “Zor bir süreç geçirdik. İnsan başına gelmeyince bilemiyor. Engebeli yollar var ama sonrasında Allah’ın izniyle ve moralle atlatılıyor. Zor bir süreç ama çok şükür artık sonuna geldik. İnşallah bir daha yaşamayalım. Ben eşimin bu süreçte her dediğine ‘Evet’ dedim ama kendi kendine en büyük destek, saçlarının dökülmemesi oldu. Biz de ailesi olarak her zaman yanında olmaya çalıştık. İnşallah sonuna geldik. Allah herkesi kurtarsın” diye konuştu.
Son kemoterapiyi aldı
Hasta hakkında bilgi veren Medikal Onkoloji Uzmanı Dr. Elvina Almuradova, “Hastamız gebeliğin 7. ayında meme kanserini fark ediyor. Aslında hasta birkaç hafta öncesinden kitle olduğunu görüyor ancak gebelik dönemindeki memedeki değişikliklerle ilgili olduğunu düşünüyor. Fakat kitlenin hızlıca büyüdüğünü fark edince hemen bize başvuruyor. Biz de kendi kurulumuzun kararıyla kemoterapiyi başladık. Çünkü ameliyat öncesinde tümörü küçültücü bir tedavi uygulamak çok önemliydi. Doğum yapılabilir haftaya ulaşana kadar hastamıza bu tedaviyi uyguladık ve sonrasında da bebek sezaryenle sağlıklı bir şekilde dünyaya geldi. Sonrasında kemoterapi sürecini tedavi şemasına uygun bir şekilde tamamladık. Nitekim bugün de artık tedavinin sonuna gelmiş bulunuyoruz” sözlerine yer verdi.
“Saçının bir teline zarar gelmeden tedavi oldu”
Hastanın kemoterapi tedavisinde saçlarının dökülmemesi için kafa derisi soğutma sistemini uyguladıklarını belirten Dr. Almuradova, şöyle konuştu: “Genç bir anne, evde bir kızı var ve şimdi de yeni doğan bir bebeği var. Bu dönemde hastanın psikolojisi için çok önemli olan saç dökülme probleminin yaşamaması adına kafa derisi soğutma sistemi de kullandık ve böylece hiçbir saç kaybı yaşanmadan, tabiri caizse saçının bir teline bile zarar gelmeden en güzel şekilde tedaviyi tamamladık. Cerrahisini de yaptıktan sonra hasta kontrollerine devam edecek. Hormon pozitif meme kanserinde koruyucu maksatlı hormonoterapi de kullanılıyor. Bu ilaçlarla birlikte hastanın 3 ayda bir kontrolleri devam edecektir. Hastaların kontrollerini düzenli bir şekilde devam etmesi çok önemli.”