KOMADA OLAN ÜNLÜ F1 PİLOTU MİCHAEL SCHUMACHER İLE OYUNCU VE SUNUCU KENAN IŞIK’IN DURUMLARI SON GÜNLERDE YENİDEN GÜNDEME GELİRKEN YOĞUN BAKIM SORUMLUSU VE ANESTEZİ UZMANI DR. UĞUR ALTINIŞIK, “EN SIK KARŞILAŞTIĞIMIZ SORUN; ENFEKSİYONLARDIR, UYANDIĞINDA DA BU HASTALARIN CİDDİ ORANDA BEYİN FONKSİYONLARINDA KAYIP OLUR” DEDİ.
Komada olan ünlü F1 pilotu Michael Schumacher ile oyuncu ve sunucu Kenan Işık’ın durumları son günlerde yeniden gündeme gelirken Yoğun Bakım Sorumlusu ve Anestezi Uzmanı Dr. Uğur Altınışık, “Formula 1 pilotu ve günümüzde Kenan Işık da çok konuşuluyor. Koma hali hastanın verdiği tepkiyle ölçülür, beyinde oluşan hasarın yeri ve derecesi önemli. İlgili hekim bilebilir, karar verebilir yalnız uzun süre verilen tedavilerle beyindeki hasarın gerileme şansı var, uyanma ihtimali vardır ancak uyanma bazen olmayabilir. En sık karşılaştığımız sorun; enfeksiyonlardır, uyandığında da bu hastaların ciddi oranda beyin fonksiyonlarında kayıp olur” dedi.
Kayak yaparken düşerek başını çarpan ve 9 yıl önce komaya giren ünlü F1 pilotu Michael Schumacher ve geçirdiği beyin kanaması sonrası 8 yıldır komada olan oyuncu ve sunucu Kenan Işık’ın durumları son günlerde yeniden gündeme geldi. Schumacher’ın arkadaşı insanlarla göz teması kurduğunu ifade ederken, Işık’ın arkadaşı ünlü sunucunun görüntüsünün hafızalardaki ile aynı olduğunu anlattı. Haberler sonrası komadaki hastaların bakımı ve tedavi süreçleri de yeniden konuşulmaya başlandı. Beykent Üniversitesi Hastanesi Yoğun Bakım Sorumlusu ve Anestezi Uzmanı Dr. Uğur Altınışık da koma süreçleri ve tedavilere yönelik bilgi verdi.
“Koma hali hastanın verdiği tepkiyle ölçülür”
Koma durumunda bulunan hastalarla ilgili değerlendirmelerde bulunan Beykent Üniversitesi Hastanesi Yoğun Bakım Sorumlusu ve Anestezi Uzmanı Dr. Uğur Altınışık, “Beynimizde hasar geliştiğinde buna bağlı koma hali oluşabiliyor, Koma halinin farklı evreleri var, bu evrelerden dolayı da halk arasında bir kafa karışıklığı var. En bilinen tabirle beyin ölümü; bu oldukça ileri bir tablodur, beynin kan akımının tamamen kesilmesidir. Dünyada en uzun yaşayan beyin ölümü hastası yaklaşık 14 gün yaşamıştır. Bu durum oldukça ağır bir durumdur ama bununla karıştırılan bitkisel hayat var. Bitkisel hayatta ise hasta yemek yiyemeyebilir, yürüyemebilir, kendi günlük aktivitelerini yapamaz. Ancak hayati bazı fonksiyonlarını yerine getirebilir. Örneğin; nefes alabilir, verilen beslenmeyi sindirebilir ve hayatına devam edebilir. Dolayısıyla bitkisel hayat ile beyin ölümü farklı olgulardır. Buna benzer başka, farklı evreler var, bunlar genel olarak halk arasında koma diye tanımlanıyor. Koma hali hastanın verdiği tepkiyle ölçülür, koma halindeki hastalar genellikle yoğun bakımda takip edilen, solunum cihazına ihtiyaç duyan hastalardır. Hasta kendi solunumunu tam olarak yerine getiremez. Çünkü beyindeki hasar ileri seviyededir, bu hastalar da solunum cihazına bağlanır. Bağlandığında kimi zaman entübasyon dediğimiz bir işlemle hastanın solunum işlemi yapılır. Kimi hastalarda da boyundan delik açılarak solunum sağlanabilir. Bunun yanında başka sorunları da vardır, hasta ağızdan direkt beslenemediği için burundan takılan veya mide üzerinden açılan delikle nazogastrik sondayla veya PEG (Perkütan Endoskopik Gastrostomi) dediğimiz sondalarla beslenebilir. Kimi hastalarda da damardan beslenme yapılabilir” dedi.
“Uyandığında hastada ciddi oranda beyin fonksiyonlarında kayıp olur”
Koma hastalarının uyanıp uyanmama durumlarına yönelik bilgiler veren Dr. Uğur Altınışık, “Koma hastalarının uyanıp uyanmayacağı çok ayrıntılı bir konu çünkü beyinde oluşan hasarın yeri ve derecesi önemli. Dolayısıyla halk arasında meşhur bazı sosyal medyada tanınan insanlar var. Bu insanların uyandığı çıkıyor ve dolayısıyla bu sorular bize çok sık geliyor. Dolayısıyla oradaki ilgili hekim ancak bilebilir, karar verebilir yalnız burada uzun süre verilen tedavilerle beyindeki hasarın gerileme şansı vardır, uyanma ihtimali vardır ancak uyanma durumu bazen olmayabilir. Bu görülen örneklerde de olduğu gibi 8-9 yıl bir hastanın yatağa bağımlı kalması olabilir. Uyandığında da bu hastanın ciddi oranda beyin fonksiyonlarında kayıp olur. Yani hasta ayağa kalkabilir, belirli fonksiyonları yerine getirebilir ama hafıza kayıpları, yürüme, konuşma güçlüğü, yeme bozuklukları olabilir. Uyanma derken biz genel olarak hastanın yakınlarını tanımasını onlarla orta düzeyde de olsa iletişim kurabilmesini kabul ediyoruz. Bu durumlarda yoğun bakımlardan çıkardığımız için halk arasında da uyanma olarak kabul ediliyor. Hastada sekel kalıyor, geçirdiği travmanın izleri kalıyor. Bu izlere bağlı olarak bazı fonksiyonlarını tam olarak yerine getiremeyebiliyor. Hasta uyanmış olsa bile yetersiz vücut fonksiyonlarıyla karşı karşıya kalma ihtimali çok yüksek. Bilincin düzeyine göre hastanın verdiği tepkilerde farkı tepkiler de farklı olabilir. Uyanıklığın evreleri seviyeleri var, biz uyanıklık seviyesine göre hastanın yoğun bakımda kalmasına bazen servislerde bakım hastası olarak kalmasına bazen de eve gitmesine karar verebiliyoruz. Formula 1 pilotu var bir tane ve günümüzde Kenan Işık da çok konuşuluyor. Bu hastalarımızda da komanın bu evreleri çok tartışıldı. Aslında bu hastalarımız üzerinden halkımız bunu duymuş oldu. Burada aslında komanın farklı evrelerinin görüldüğünü, buna göre farklı tedaviler verildiğini bilmek lazım. Özetle şunu söyleyebiliriz; komanın evrelerine göre hekimler tarafından tedavi düzenlenmesi lazım. Hastanın uyanıp uyanmayacağına çekilen filmlerle, yapılan muayenelerle karar verilir” şeklinde konuştu.
“En sık karşılaştığımız sorunlar; enfeksiyonlardır”
Uzun süreli koma hastalarının bakımı ve tedavi süresinde yaşanan problemlere yönelik konuşan Dr. Altınışık sözlerini şöyle sürdürdü: “En sık karşılaştığımız sorunlar; enfeksiyonlardır. Bu hastalar uzun süre yatmaya bağlı başta akciğer enfeksiyonları olmak üzere birçok sorunla karşılaşırlar. Hayatı tehdit eden en çok; ağır akciğer enfeksiyonları, yani zatürreler ve kana bulaşmış enfeksiyonlar. Bunun dışında idrar yolu enfeksiyonu gibi yatmaya bağlı gelişen yatak yaraları ve onların enfeksiyon kapması gibi durumlarla da sık sık karşılaşıyoruz. Ancak bu kadar değil sorunlar, en başta komadaki hastalarda solunum yetmezlikleri görülür. Bu yetmezliklere bağlı yapılan işlemlerle karşılaşırız. Solunum cihazı, solunum desteği gerektiren durumlar olur ayrıca beslenme problemleri olur. Yatalak hastalarda beslenme düzeni oldukça etkilenir ve bozulur. Beslenme için de desteğe ihtiyaçları olur. Bu hastaların beslenmesi çok önemlidir beslenme konusunda hassas davranılmasını isteriz çünkü enfeksiyonlara karşı en önemli koruyucu mekanizmalardan birisi hastasın beslenmesidir. Aynı zamanda hastanın bakımlarının ve tedavilerinin düzgün ve zamanında yapılması kritik öneme sahiptir. Aksi durumda bu hasta kendi öz bakımı olmadığı için ağrısını veya sıkıntılarını ifade edemediği için onları bizim anlamamız bir bebeğe bakarcasına bunları takip etmemiz gerekiyor. Enfeksiyon, beslenme ve tedavilerin zamanında yapılması baz alınarak bir program düzenlenmeli”