ÜROLOJİ UZMANI DOÇ. DR. MUSTAFA SUAT BOLAT, PROSTAT HASTALIĞINDA KULLANILAN HOLEP CERRAHİSİNİN CİNSEL FONKSİYONLARI EN AZ ETKİLEYEN TEDAVİ YÖNTEMİ OLDUĞUNU SÖYLEDİ.
Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Suat Bolat, prostat hastalığında kullanılan holep cerrahisinin cinsel fonksiyonları en az etkileyen tedavi yöntemi olduğunu söyledi.
Erkeklerin birçoğunda görülen prostat, gündelik hayatı olumsuz anlamda etkiliyor. Medikal tedaviye cevap alamayan hastalar, cinsel performansın düşmesinden korkması ya da ameliyatın ağır olmasından dolayı operasyon geçirmekten kaçınabiliyor. Medicana Sağlık Gurubu doktorlarından Üroloji Uzmanı Doçent Doktor Mustafa Suat Bolat, lazer teknolojisi ile yapılan holep tedavisinin cinsel fonksiyonları en az etkileyen tedavi yöntemi olduğunu ifade ederek açıklamalarda bulundu.
Son 10 yılda prostat tedavisinde holebin sıklıkla kullanıldığına dikkat çeken Medicana Intarnational Samsun Hastanesi Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Suat Bolat, “Holep bir lazer teknolojisidir. 10 yıldır çok sıklıkla kullanılıyor. Neredeyse açık prostat cerrahisine yakın yanıtlar aldığımız, yüz güldürücü bir cerrahi tekniktir. Holep ile lazer teknolojisini kullanarak hastayı prostatından kurtarıyoruz. Genel anestezi ile ilgili veya lokal anesteziyle ilgili gelişebilecek herhangi bir risk faktörü holep için de geçerli. Günümüzde bunlar en düşük seviyeye indirilmiş durumda. Holep cerrahisi bir ameliyat tekniğidir. Kural olarak prostat tedavisi, ilaçlı tedaviden fayda görmeyen her hastada holep kullanılabilir. Bunda prostatın kaç gram olduğu çok önemli değil. Hastayı ne kadar etkilediği, gece ne kadar idrara kaldırdığı ve idrarını ne kadar zor yaptığıyla ilgili bir hastalıktır. Hastanın ne kadar şikayeti varsa holep ameliyatını yapıyoruz” dedi.
“Holep, cinsel fonksiyon bozukluğuna yol açmaz”
Hastaların en çok cinsel fonksiyon bozukluğundan korktuğunu dile getiren Doç. Dr. Mustafa Suat Bolat, “Holep cerrahisinde kanama riski oldukça düşüktür. Çünkü lazer teknolojisine göre kan damarlarını çok kolay kapatabilen bir tekniktir. Özellikle ileri yaş hastalarımız kan sulandırıcı kullanıyor. Böyle durumlarda bile holep cerrahisini güvenle yapabiliyoruz. İktidarsızlık konusu da önemli bir konu. Holep, cinsel fonksiyonları en az etkileyen tekniklerden bir tanesidir. Lazer cerrahisinde kullanılan enerji maksimum 1 milimetrenin yarısı kadar doku derinliğine sahip. Yani etki alanı yarım milimetre kadardır. Dolayısıyla daha uzaktan geçen sinirleri etkilemediği için cinsel fonksiyon bozukluğuna yol açmaz” diye konuştu.
“Tedavinin ardından en geç 1 gün sonra taburcu”
İyileşme süreci hakkında da bilgi veren Doç. Dr. Bolat, “Holep ameliyatı, açık ameliyata eşdeğer bir sonuç verir. Eskiden açık ameliyat sonrası hastayı 7 gün hastanede yatırırdık. Holepte ise ameliyatın en geç 1 gün sonrasında hastaları taburcu ediyoruz. Yara iyileşmesi de çok kolay. Kanama olmadığı gibi hasta 1 gün sonra sondasından kurutuluyor. İdrarını rahat yapmaya başlayıp, günlük aktivitesine çok daha hızlı dönebiliyor. Bu kolaylıkları nedeniyle oldukça çok avantajlı bir tekniktir. İdrar kaçırma konusu da çok önemli bir konudur. Lazer tedavisinden sonra genellikle idrar kaçırma olmaz. Holep son derece güvenli bir tekniktir. Kural olarak medikal tedaviden hasta fayda görmüyorsa mutlaka bunun cerrahi tedavisinin yapılması gerekiyor. Bugün de bunun dünyada altın standart bir yöntem olarak holep cerrahisi tedavide yerini almıştır” şeklinde konuştu.
Açık ameliyat ile holebin farkında da bahseden Bolat, “Holebin prostat kanserini önlemeye yönelik ya da onun gelişmesiyle ilgisi yok. Prostattın kanseri kabuk dediğimiz dış kısmından gelişen bir hastalıktır. Holepte ise prostatın iç kısmını alıyoruz. Yani holep cerrahisi geçiren tüm hastalar aslında diğer hastalarla karşılaştırıldığında benzer kanser riskine sahiptir. Dolayısıyla bir hasta holep ameliyatı geçirdiyse bu hastanın mutlaka düzenli kontrollerini yaptırması gerekiyor” ifadelerini kullandı.