AYDIN’IN KUŞADASI İLÇESİ AÇIKLARINDA YUNAN UNSURLARI TARAFINDAN GERİ İTİLEN LASTİK BOTTAKİ GÖÇMENLERDEN 4 KİŞİ HAYATINI KAYBEDERKEN, KURTARILAN KADINLAR OLAY ANINI GÖZYAŞLARI İÇİNDE ANLATTI. YUNANİSTAN TARAFINDAN ÖLÜME TERK EDİLDİKLERİNİ İFADE EDEN 6 AYLIK HAMİLE DESTNİY GEKOREN (19); “HAMİLEYİM DEDİM AMA BENİ DİNLEMEDİLER. KARNIMA DEMİR SOPALARLA VURDULAR. EĞER TÜRK SAHİL GÜVENLİĞİ BİZİ KURTARMASAYDI HEPİMİZ ÖLMÜŞTÜK” DEDİ.
Aydın’ın Kuşadası ilçesi açıklarında Yunan unsurları tarafından geri itilen lastik bottaki göçmenlerden 4 kişi hayatını kaybederken, kurtarılan kadınlar olay anını gözyaşları içinde anlattı. Yunanistan tarafından ölüme terk edildiklerini ifade eden 6 aylık hamile Destniy Gekoren (19); “Hamileyim dedim ama beni dinlemediler. Karnıma demir sopalarla vurdular. Eğer Türk Sahil Güvenliği bizi kurtarmasaydı hepimiz ölmüştük” dedi.
Olay, Kuşadası ilçesi açıklarında 14 Mart 2023 tarihinde öğle saatlerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Kuşadası Körfezi’nden yasa dışı yollarla Yunanistan’ın Sisam Adası’na geçmeye çalışan düzensiz göçmenleri taşıyan lastik botlar, Yunanistan unsurlarınca Türk karasularına geri itildi. Bir süre sonra su almaya başlayan lastik botlardan birisi, Dipburun mevkiinde battı. Olayda ilk belirlemelere göre 3’ü erkek, 1’i kadın olmak üzere 4 düzensiz göçmen hayatını kaybetti. Türk Sahil Güvenlik ve jandarma ekipleri denize atlayıp boğulma tehlikesi yaşayan göçmenlerden 40’ını ölümden kurtardı. Sağ kurtarılan göçmenler tedavilerinin ardından Aydın İl Göç İdaresi Müdürlüğü Geri Gönderme Merkezi’ne teslim edildi. Kurtarılanların arasında bulunan Liberya uyruklu 3 hamile kadın, olay anını gözyaşları içinde anlatarak Türk Sahil Güvenliği’ne teşekkür etti.
“Yüzerek bizi kurtardı”
Hamile olduğunu söylemesine rağmen Yunan unsurlarının karnına vurduğunu ifade eden Liberya uyruklu 6 aylık hamile Destniy Gekor (19); “Yunanistan Sahil Güvenliği hepimizin telefonlarını, paralarını ve eşyalarını aldılar. Bizi başka küçük bir bota bindirip Türkiye tarafına ittiler. Bindirdikleri sırada bize demir sopalarla vurdular. Benim karnıma vurdular. O sırada bizi kurtarın, burada öleceğiz, nasıl yüzelim diyerek ağlamaya başladım. Ağladım ama dinlemediler. Yardıma ihtiyacımız var diye bağırdık ama onlar durmadı. Denize baktığımda bir arkadaşımın öldüğünü gördüm. Daha sonra Türk Sahil Güvenliği’ni gördük ve yardım edin diye bağırdık. Bir jandarma üzerindeki üniformalarını çıkarıp bize doğru yüzdü ve ip atarak bizi karaya çıkardılar. Ağlıyordum, karnım acıyor dedim. Orada bir polis üniformasını bana verdi. Ambulansı aradılar ve beni hastaneye götürdüler. Türk Sahil Güvenliği bize çok iyi davrandı. Hastanede bana serum verdiler, ultrason çekerek bebeğimin durumuna baktılar. Bize kıyafetler, ayakkabılar verdiler. Türk insanı çok iyi. Eğer Türk polisi gelmemiş olsaydı hepimiz ölmüş olacaktık. Türk Sahil Güvenliği’ne çok teşekkür ederim” dedi.
“Eğer Türkler olmasaydı biz ölmüştük”
Giydiği can yeleği ile hayata tutunduğunu ifade eden Liberya uyruklu 8 aylık hamile Hawa Johnson (25) ise “Kendimi ve bebeğimi korumak için can yeleğini kullandım. Yunanistan Sahil Güvenliği bizi başka küçük bir tekneye atmışlardı. Daha sonra Türk Sahil Güvenliği gelip bizi kurtardı. Yunan Sahil Güvenlik polislerine yalvardım, hamileyim dedim ama beni hiç dinlemediler. Beni aşağıda bulunan küçük botun içine ittiler ve ben düştüm. Can yeleği hayatımı kurtardı. Daha sonra Türk Sahil Güvenliği’nin bize attığı ipe tutundum. Daha sonra bizi karaya çıkarttılar ve ben bilincimi kaybettim. Beni hastaneye götürdüler. Türk Sahil Güvenliği’ne çok teşekkür ediyorum. Hayatlarımızı kurtardılar. Eğer onlar gelmeseydi hepimiz ölmüştük” dedi.
“Ultrason ile bebeğime baktılar”
Yunan unsurlarının kendilerine sopalarla vurduğunu ifade eden Liberya uyruklu 4 aylık hamile Julie Johnson (23); “Yunanistan’a gitmek için harekete geçtik ama Yunan polisi bizi denizde yakaladı ve bizi geri itti. Bir tanesi elinde uzun bir sopayla vurmaya başladı. Ben çığlık atmaya başladım. Beni öldürmeyin, yüzemem, hamileyim diye bağırdım ama ‘bana yere yat çabuk’ dedi. O sırada ben çığlık atmaya devam ediyordum, bir Yunan polisi de boynumdan tutarak beni zorla yere yatırdı. Daha sonra bizi küçük bir bota bindirdiler ve ölüme terk ettiler. Türk Sahil Güvenliği geldi ve bize ip uzattılar. İplere tutunarak bizi yukarı çektiler. Hemen bize battaniye verdiler. Bizi hemen hastaneye götürdüler, serum verdiler. Ultrason ile bebeğime baktılar. Bize kıyafetler ve ayakkabı verdiler. Türk Sahil Güvenliği’ne çok teşekkür ederim. Eğer Türk polisi gelmeseydi, hayatımı kaybedecektim. Onlara çok teşekkür ederim” dedi.