1999 YILINDA MEYDANA GELEN MARMARA DEPREMİ’NDE ENKAZ ALTINDAN KURTULAN VE İZMİR’DE ESNAFLIK YAPAN BİR VATANDAŞ, DEPREM BÖLGESİNDEN KENTE GELEN AİLELER İÇİN SEFERBER OLDU. KEMALPAŞA KAYMAKAMLIĞI KOORDİNESİNDE VE HAYIRSEVER VATANDAŞLARIN DA DESTEĞİYLE YARDIMA KOŞAN ESNAF DEPREMZEDELERİN İHTİYACI İÇİN YARDIM NOKTASINA DÖNÜŞTÜRDÜĞÜ İŞ YERİNİ TİCARETE KAPATIRKEN, KENDİ EVİNİN DE ARASINDA BULUNDUĞU 40 DAİREYE DEPREMZEDE VATANDAŞLARI YERLEŞTİRDİ.
1999 yılında meydana gelen Marmara Depremi’nde enkaz altından kurtulan ve İzmir’de esnaflık yapan bir vatandaş, deprem bölgesinden kente gelen aileler için seferber oldu. Kemalpaşa Kaymakamlığı koordinesinde ve hayırsever vatandaşların da desteğiyle yardıma koşan esnaf depremzedelerin ihtiyacı için yardım noktasına dönüştürdüğü iş yerini ticarete kapatırken, kendi evinin de içinde bulunduğu 40 daireye depremzede vatandaşları yerleştirdi.
1999 yılında meydana gelen Marmara Depremi’nde enkaz altında kalan bir evden kurtarılan, şimdi de İzmir’in Kemalpaşa ilçesinde inşaat malzemeleri dükkanı sahibi olan Mehmet Demir, afet bölgelerinden Kemalpaşa’ya gelen depremzedeler için canla başla yardıma koşuyor. Kemalpaşa Kaymakamlığı koordinesinde ve hayırsever vatandaşların da desteğiyle deprem bölgesinde gelen vatandaşların ihtiyaçları için adeta seferber olan Demir, Kemalpaşa’ya gelen 40 ailenin ücretsiz olarak TOKİ evlerinde barınması için mücadele verdi. Aynı zamanda ekmek teknesi olan iş yerini de depremzede vatandaşların ihtiyaçları için ticarete kapatan Demir, “Yaralarımızı sarana kadar da iş yerimi açmaya niyetim yok. Elimizden geldiğince depremzede vatandaşlarımızla dayanışma yürüteceğiz. Onlar bizim canımız ciğerimiz” dedi.
“Onlar bizim canımız, ciğerimiz”
Kemalpaşa ilçesi TOKİ konutlarının bulunduğu yerdeki iş yerini afetzedelerin ihtiyaçları için ticarete kapatan ve depremzedeleri yeni evlerine yerleştirmek için seferber olan Mehmet Demir, “Deprem bölgesinden ilçemize gelen vatandaşlarımız için ne yapabileceğimizi planladım. Yiyecek, giyim ve elektrikli ısıtıcı gibi ihtiyaç malzemeleri de toplayarak afet bölgesine gönderdik. 1999 yılında depremi yaşayan birisiyim ve evimiz de yıkılmıştı; o yüzden o vatandaşlarımızı çok iyi anlayabilirim. Kendi evim vardı burada ve onu depremzede vatandaşlarımız için tahsis ettim. Daha sonra daire sahiplerinden de ev istedim. O hayırsever vatandaşlarımız tarafından da 20’ye yakın ev tahsis edildi. Yaklaşık 17-18 tane evi depremzede ailelere tahsis edebilmek için şahsi olarak çalıştım. Onlara yeni bir yuva kurduk. Temizliğini yaptık, halılarını serdik, perdelerini taktık. Şu anda o dairelerde ailelerimiz yaşamaya başladı. Kendi iş yerimi de ticarete kapattım. Depremden bu yana ailelerimiz için yardım toplama ve dağıtma merkezine dönüştürdüm. Yaralarımızı sarana kadar da iş yerimi açmaya niyetim yok. Elimizden geldiğince depremzede vatandaşlarımızla dayanışma yürüteceğiz. Onlar bizim canımız ciğerimiz. Onlar geldiklerinde üzerlerinde 7-8 günlük kıyafetleri vardı ve kamyonların içerisinde yatıp kalkıyorlardı ve yaralılar da vardı. Enkazdan çıkan, öksüz kalan evlatlarımız vardı” açıklamasında bulundu.
“Bu alçaklıktır”
Deprem bölgesinden gelen ve başta kalacak yerleri olmayan depremzedeler için, ilçedeki bazı emlakçıların kiralık evler için komisyon istediğini, bazı ev sahiplerinin se yüksek kira ve depozito bedeli istemelerine de değinen Demir, onlara da tepki gösterdi. Demir, “Depremzedelerden komisyon isteyen emlakçılar vardı. Onlardan yüksek kira isteyen, depozito isteyenler vardı. Bu alçaklıktır. Ama biz de vatandaşlar olarak o ailelerimize de sahip çıktık. Onların evlerini de tuttuk, kendilerini yerleştirdik. Oralardan gelen depremzede kardeşlerimiz de hepsi çok mütevazı insanlar. İş yerimde çok sayıda malzeme ve gıda var. Ama gelen bir üründen bir tane alıyor; ikincisini almıyor. Arkasından gelen depremzede aileyi de düşünüyor” diye konuştu.
“Allah kimseye yaşatmasın; yüz yılın felaketini yaşadık”
Depremde evleri yıkıldığı için Hatay’ın Kırıkhan ilçesinden İzmir’e gelen depremzede Adnan Karanfil ise, “Allah Mehmet Bey’den razı olsun. Uçaktan inip buraya geldiğimiz andan itibaren kendisi bizi hiç yalnız bırakmadı. Bütün hayırseverler, dostlarımız bizi burada çok güzel ağırladılar. Ellerinden ne geliyorsa yaptılar ve biz de evlerimize yerleştik. Elbette ki yeni bir hayata başlamak bizim için kolay bir şey değil. Hatay’dan İzmir’e gelmek aklımızın ucundan bile geçmezdi. Orada bir evimiz vardı ve ne yazık ki depremde bizim başımıza yıkıldı. Allah kimseye yaşatmasın; yüz yılın felaketini yaşadık. Oranın zamanla ihya edilmesini ve memleketimize geri dönmeyi arzu ediyoruz” sözlerine yer verdi.